Amerika’ya MBA Başvuruları’nda Yapılan 4 Kritik Hata #2

Paylaş

 

Bir önceki yazımızdan devam ediyoruz.

3. Hata: Daha az essay sorusu, daha kolay başvuru süreci.

Adam Hoff: Harvard’ın son birkaç senede açık uçlu: “Bize kendinizden bahsedin.” sorusunu sorması üzerine, başka top-tier okullar bu trendi takip etmeye başladı. Açıkçası açık uçlu sorunun daha kolay olmadığını düşünmüyorum. Tersine sorularda yönlendirmede azlık olunca, kimin gerçekten kayda değer şeyler söylediği daha açık bir şekilde ortaya çıkıyor.

Canan Altındaş: Adam Hoff’a katılıyorum. Bir de Harvard’ın böyle bir trend izlemesinde şöyle bir ajanda var zannımca: 2009 Krizi’nden sonra Harvard Business School yönetimi farketti ki, okula harika GPA ve GMAT skorlarıyla aldıkları, essaylerinde dört dörtlük başarılardan bahseden, ve mülakatlarda güven patlaması yaşayan, özellikle de Investment Banking backgroundlu erkek öğrenciler, okulda oldukça sorun yaratmaya başladılar. Cinsel taciz ve kadın öğrencilere sınıfta ve grup çalışmalarında aşağılayıcı tavırlar arttı ve HBS sınıflarında kadın-erkek öğrencilerin söz alma hakkı konusunda bir uçurum yaşanmaya başlandı. (Bu konuda bir yazımızı okumak için tıklayınız: Harvard Business School Sırları) HBS yönetimi’nin bu açık uçlu soruları adayların ne kadar içgörü sahibi olduklarını anlayabilmek için kısmen böyle bir yöntem izlediklerini düşünüyorum. Dolayısıyla içgörüyle yazılmış, adayın başarabildiklerinden bahsettiği kadar, başarısızlıklarından da öğrendiğini anlatan bir Harvard essayi ideal olacaktır.

4. Hata: Essayleri bir beyaz yakalının okuduğunu düşünmek.

Adam Hoff: Farkediyorum ki en sık yapılan hata, essayleri yanlış dinleyiciye göre şekillendirmek. Öncelikle birçok kişi kafalarında essayleri bir oda dolusu adcom’un okuduğunu hayal ediyor, ki bu yanlış. Bir adam veya bir kadın tek başına günde 10’larca hatta belki 100’lerce essay okuyor. Ve bu adam veya kadın bir beyaz yakalı değil. Dolayısıyla sektörle ilgili bir sürü detaya, iş jargonuna, hatta şirket vizyon ve değerlerini kendi vizyon ve değerleri gibi gösteren essaylere bu kişiler rağbet etmiyor.

Canan Altındaş: Ben de bu hatayı sadece MBA essaylerinde değil, lisans essaylerinde de görüyorum. Örneğin, bir lise öğrencisi NYU Stern’ün işletme okuluna başvuruyor, ve essaye danışmanlıktan aşina olduğumuz, ‘know-how’, ‘upward trend’, ‘actionable’ gibi iş ortamında kullanışı pratik, ancak anlatımda içi boş kelimeleri essayin her yerine sıkıştırmaya çalışıyor. Lise öğrencileri bunu biraz da bilinçli yaparken, MBA adayları alışık olduklarından ve yaptıkları işi başka kelimelerle anlatabileceklerini düşünmediklerinden bunu yapıyor. Ben böyle essayleri olabildiğince sadeleştirmeye çalışıyorum. MBA başvurusu yaparken bir beyaz yakalıdan önce bir insansınız, ve okuyan kişi de bu kelimelerin içinde kaybolmak yerine sizi tanımak istiyor. Dolayısıyla Adam Hoff’un dediği gibi, dinleyicinize göre essayi şekillendirin. Başvurunuz ofiste nasıl bir süreçten geçiyor öğrenmek istiyorsanız,

Amerika’ya MBA Başvuruları’nda Yapılan 4 Kritik Hata’nın ilk yazısını okumak istiyorsanız, tıklayınız.

Facebook Yorumları
Paylaş

1 YorumOn Amerika’ya MBA Başvuruları’nda Yapılan 4 Kritik Hata #2

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial