Zor Çocuk Nedir? Zor Çocuk Kavramına Farklı Bir Bakış Açısı

Paylaş

“Zor Çocuk” Kavramı

Dr. Laura Markham “Çocuğum zor çocuk.” diyen anne ve babalara farklı bir açıdan bakmayı öneren bir yazı yazmış. Halk arasında bu çocuklar için “tutturan”, “dediğim dedik”, “Nuh diyen peygamber demeyen” gibi sıfatlar da kullanılır. Dr Markham bu çocukları başkasının bakış açısını kolay kolay kabul etmeyen, bir şeyin doğruluğunu ancak kendileri deneyimledikten sonra kabul eden, sınırları sürekli test eden ve haklı olma arzuları yüksek kişiler olarak tanımlıyor ve “iradeli çocuk” kavramını öneriyor. ‘İrade’ TDK tarafından “Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç”, iradeli ise “istençli” olarak tanımlanmış.

Çocuğunuzu etiketlemek yerine merak etmeyi deneyin.

Bu yazıyı paylaşırken niyetimiz, çocuğunuz ‘zor çocuk’ mu, ‘iradeli çocuk’ mu, bunun hakkında bir şeyler söylemek değil. Bu yazı aracılığıyla, sizleri çocuklar için farkında olmadan –neredeyse ezbere-  kullanılan bazı tanımlamalar (hiperaktif, dikkati dağınık, zor çocuk gibi) ve “Niçin çocukları bir kategori içine sıkıştırmaya çalışıyoruz?” konuları üzerinde düşünmeye davet etmek istiyoruz. Lafın kısası olay her zaman göründüğü gibi olmayabilir, özellikle de konu insan ruhsallığıysa. Size yazı boyunca önereceğimiz şey kategorize etmekten ziyade çocuğunuzun iç dünyasını merak etmek olacak.

Dr. Markham’in yazısına geri dönecek olursak, iradeli çocuklarda sıklıkla görülen ortak özellikleri şöyle sıralanmış:

Sık Sık ‘Zor Çocuk’ diye tanımlanan “İradeli Çocuk”un özellikleri:

  • Yoğun ve tutkulu hisleri vardır.
  • Duygusal olarak bir konuya takıldıklarında, düşünmekte ve dikkatlerini toplamakta zorlanırlar.
  • Ebeveynleriyle sık sık güç savaşına girerler.
  • Yaşıtlarıyla olan ilişkilerde zorluklar yaşayabilirler: gruba liderlik etme isteği, grup çalışmalarında zorlanma, farklı düşünceye tahammül edememe gibi.
  • Uzlaşmayı yenilgi ve güçsüzlük göstergesi olarak görme eğiliminde olurlar. Seçme şansı verildiğinde daha kolay işbirliğine girerler.
  • Sırf karşısındaki söyledi diye bir şeyi yapmaktan kaçınırlar. Bu durum her zaman çocuğunuzun kurallara uymayan biri olduğunu göstermez.

Anne-babalara, iradeli çocuklarını anlamalarına ve onlarla daha sağlıklı iletişim kurmalarına yardımcı olabilecek bazı önerilerde bulunulmuş. Bazı öneriler iradeli çocuklar için daha kritik olabilir ancak biz bu önerilerin “iradeli” çocuk olsun olmasın her çocuk için önemli olduğunu düşünüyoruz.

Çocuğunuzla İletişim Kurarken Dikkat Etmeniz Gereken 8 Nokta:

1. Çocukların deneyimleyerek öğrendiğini hatırlayın.

“Hava şu an çok soğuk. O elbiseyle dışarı çıkarsan üşürsün, hatta hastanabilirsin.” dediğinizde, bunu kendileri görmek isteyebilir. Sıcak evinde o şekilde üşümezken, dışarıda üşüyebileceğini düşünmek onun için kolay olmayabilir. Bu konuda ısrarcı olması, sizin sınırlarınızı bilerek zorladıkları anlamanıza gelmez; deneyimlemek iradeli çocukların öğrenme biçimidir. Bırakın dışarı çıksın, beş dakika o şekilde dışarıda durunca hasta olmayacaktır. Sakin kalmaya çalışın, can güvenliğini tehdit etmeyecek şeyleri deneyimlemesine izin verin ve tepkilerini gözlemleyin.

2. Çocuklar için bir konuda uzmanlaşmak çok önemlidir (İradeli çocuklar için biraz daha önemli olabilir.)

Yaşına uygun sorumluluklar verin: yatağını toplamak, okul çantasını hazırlamak, kendi tabağını mutfağa götürmek, çöpü dışarı çıkarmak gibi. Kendini daha bağımsız hisseden ve kendi işini halledebilen çocuklar daha az karşıt gelme eğiliminde olurlar.

3. Seçim hakkı tanıyın.

Kendisine emirler verilmesi hiçbir çocuğun hoşuna gitmez. (Okula gitmek/gitmemek, vaktinde /geç uyumak gibi konuların seçenek sunulacak durumlar olmadığını belirtmek isteriz). Ona seçenek sunduğunuzda, kendini bağımsız bir birey gibi hissedecek ve işbirliğine daha açık olacak. Örnek: “Parktan şimdi mi ayrılmak istersin 10 dakika sonra mı? Tamam anlaştık 10 dakika sonra gideceğiz, itiraz etmeden. 10 dakika geçti ve senin için parkı bırakmak hala çok zor. Sana nasıl yardım edebilirim?”

4. Rutinleri ve kuralları sabit tutun, böylece olası güç savaşlarını önlemiş olursunuz.

Bu tutum sizi kötü polis yapmaz, sınırlar ebeveyni, çocuğu ve de ilişkiyi koruyan unsurlardır. Örnek: “Uyku vaktin 8. Uyumana az kaldı. Eğer elini çabuk tutarsan, uyku öncesi kitap okumak için vaktimiz olacak”, “Önce ev ödevleri, sonra televizyon vakti” gibi.

5. Güç savaşlarına girmemeye çalışın.

Güç gösterisi yaptığınız kişi kaç yaşında olursa, sonuç geri itme olur. Eğer ani şekilde sert bir konuma çekilirseniz, çocuğunuz size kafa tutacaktır. Güç savaşına girdiğinizde iyi niyetli olsanız bile kazanmaya oynamış olursunuz. Çocuğunuza karşı bir savaş kazanmak size her zaman önemli bir şey kaybettirir: İlişkinizi. Güç savaşına yaklaştığınızda ona hangi noktalara katıldığını, hangi noktalara katılmadığını sorun, belki bu konuşmadan hem onun özerklik ihtiyacını hem de güvenliğini karşılayan yeni bir karar çıkar.

6. Arzularına ve fikirlerine değil, davranışlarına müdahale edin.

Hiçbir durumda onun arzusuna müdahale etmeyin. Amaç sınırlara uyması ve sorumluluklarını yerine getirmesi, arzularını ve fikirlerini değiştirmek değil. Haklı olduğunuzu göstermek zorunda değilsiniz. Mantıklı beklentiler belirleyin ve bu beklentiler üzerinden hareket edin.

7. Onu dinleyin.

Bir yetişkin olarak onun için neyin en iyisi olduğunu biliyor olabilirsiniz. Fakat çocuğunuz doğduğu andan itibaren bağımsız bir birey, böyle baktığınızda onun da kendi hayatıyla ilgili fikirleri olması çok normal değil mi? Bu yüzden önyargılı olmadan onu dinleyin ve cümlelerini ona geri yansıtın. Karşı gelme nedenini öğrenirseniz, işbirliğine geçmeniz daha kolay olacaktır. Örnek: “Banyo yapmak istemediğini görüyorum. Niçin istemediğini bana anlatır mısın?”

8. Olaya onun bakış açısından bakmayı deneyin.

Çocuğunuza o çok sevdiğini şapkayı yıkamak konusunda söz vermiş, sonrasında bun sözünüzü unutmuş olabilirsiniz. Çocuğunuz bu yüzden size karşı öfkeli olabilir. Siz bunu inatçılıktan yaptığını ve mızmızlandığını düşünebilirsiniz. Ancak onun gözüyle baktığımızda, kendinizle çeliştiniz. Onun verdiği sözleri tutmaması kabul edilemezken, siz ona verdiğiniz sözü tutmadınız. Bu çok kafa karıştırıcı.

Bu gibi durumları onarabilecek aksiyon şöyle olabilir: ondan özür dilemek, üzgün ve kızgın olmakta haklı olduğunu söylemek ve sevdiği şapkayı yıkamaya başlamak. Çocuğunuzdan beklediğiniz davranışları kendinizde göstermeniz, en iyi öğretme şekillerinden biridir.

9. Cezalandırma yerine ilişkinin gücünü kullanın.

Çocuklar kavganın ortasında hiçbir şey öğrenmezler. Ve içten içe ebeveynlerini mutlu edecek şekilde davranmaya çalışırlar. Çünkü onlar için en önemli şey anne ve babanın ilgisini ve sevgisini almak ve korumaktır. Diğer yandan her insan gibi onlar da saygı görmek ve önemsendiklerini hissetmek isterler.Elinizden geldiğinizde duygusunu okuyun ve olay-duygu bağlantısını kurun. Örnek:“O dondurmayı yemene izin vermediğim için bana çok kızdın.” Yanında kalın ve sakinleşmesini bekleyin. Konuşmaya hazır olduğunda onu can kulağıyla dinleyin.

Merakınızın hiç bitmemesi dileğiyle…

Uzman Klinik Psikolog Cansu Torun

Kaynak: Parentig Strong-Willed Child

Facebook Yorumları
Paylaş

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial