Narkissos Miti Nedir? Narsizmin Hikayesi

Paylaş

 

“Ben size bir ayna tuttum. Gördüklerinizden siz sorumlusunuz.” -Gustave Flaubert- 

dali

Psikoloji terimleri olmalarına rağmen narsisizm ve narsist kavramları, çoktan günlük hayatımızda sağlam bir  yer edindi. Bu iki kavramın kökenine baktığımızda, adlarını Yunan mitolojisindeki Narkissos hikayesinden aldıklarını görürüz. Narkissos kimdir? Narkissos hikayesinin/mitinin hala canlılığını korumasının nedenleri nelerdir? Narkissos’un gördüğü şey  kimdir veya nedir?  Bu yazıda sizleri bu sorular ışığında, Narkissos hikayesini ve hikayenin meşhur sahnesini beraber düşünmeye davet ediyorum.

Narkissos hikayesinde üç baş karakter vardır denilebilir: Narkissos, Ekho ve cezalandırıcı tanrılar. Narkissos nehir tanrısı ile su perisinin oğludur. Narkisssos’a kendisine hiç bakmaması halinde uzun bir hayat süreceği söylenir. Ekho ise dedikodu yaptığı için cezalandırılmış ve bir daha asla kendi adına konuşamayacak bir su perisidir. Tanrılar reddedilemez ve karşı konulamaz güce sahiptirler, toplumsal ve kültürel öğeler gibi…

Hikaye şöyle: Ekho, ergenlik dönemindeki Narkissos’a aşık olur. Narkissos, Ekho’nun aşkını reddeder.  Tanrılar, Ekho’nun aşkına cevap vermediği için Narkissos’u cezalandırırlar. Böylece cezalandırılan sayısı iki olur. Narkissos cezası sonucu su içmek için gittiği gölette kendi görüntüsünü görür. Aslında kendisine değil, gördüğü görüntüye yani surete aşık olur. Tam da bu noktada aşık olmak anlamına gelen “fall in love” (Türkçesi: aşka düşmek) önem kazanır. Ekho bir başkasına aşık olur, hayalindeki aşka/adama düşer. Narkissos ise suretine aşık olup, görüntüsünün olduğu kaynağa düşer (bir rivayete göre kök salar ve nergis (Narkissos –> Nergis) çiçeğine dönüşür).

Hem Ekho hem de Narkissos arzu nesnelerine ulaşamazlar. İkisi de baştan eksiktir; biri kendini ifade etme hakkından, diğeri yansımasını görebilme hakkından yoksun bırakılmıştır. Bu hikayede hazza ulaşan tek kişi olsa olsa tanrılar olur.

Kilborne, mitin farklı uyarlamaları olmasına rağmen, bütün uyarlamalarında Narkissos’un bakarak öldüğünü vurgular. “Narkissos kaybolmuştur; çünkü kendisini onun gözünden hayal edebileceği bir başkası yoktur. Bu nedenle gözden kaybolur ve gören gözü de ortadan kaldırır”.

Narkissos’un kendi yansımasını gördüğü zaman ile bir çocuğun kendi görüntüsünü aynada ilk kez gördüğü zaman birbirine benzer. Bu noktada bir önceki yazımızda bahsettiğimiz Lacan’ın ayna evresini hatırlamak faydalı olacaktır. Lacan, ayna evresini çocuğun aynada kendi imgesiyle ilk karşılaştığı ve kendisini tanıdığı evre olarak tanımlar. Ancak aynada bir bütün olarak gördüğü kendilik imgesiyle, kendi vücudunda deneyimlediği akışkan kendilik birbiriyle çatışır. Çünkü çocuk kendi boyutunu etrafındaki yetişkinlerle aynı olarak hayal etmiştir. Çocuğun aynada gördüğü imgeyle özdeşleşmesi için zamana ihtiyacı olacaktır. Sonrasında ise yerleşen yeni imgenin sadece beden sahibine ait olduğunu Hollander şu kelimelerle ifade eder. “Aynadaki o tanıdık yüz… her zaman umutsuzca kişisel bir kurgudur: Onu sahibinden başka hiç kimse göremez.”

sevmekzamanıBir Türk filmi olan Sevmek Zamanı (1965)’nda da benzer bir tema ele alınır. Filmde bir evi boyamaya giren Halil, duvarda asılı olan bir kadın portresi görür ve gördüğü surete aşık olur. Kendini tekrar tekrar bu eve girip resimdeki sureti izlemekten alıkoyamaz. Bir gün suretin sahibi kadın çıkagelir. Halil’in kendisine aşık olduğunu düşünüp, Halil’in aşkına karşılık verir. Halil için büyü bir nevi bozulmuş olur; iki karakter arasındaki ilişki Halil’in kadının suretine atfettiği aşkı taşıyamaz. Halil için hayalindeki kadını kaybetmenin üzüntü ve öfke yaratmış olabileceğini düşünebiliriz. Bu noktada Halil’in suretin yanı sıra, arzu nesnesine kavuşmaktan ziyade saf arzu duymanın etkisi altında olduğunu görürüz. Kadının ortada olmaması engeli, arzuyu ortaya çıkarmıştır, kadının ortaya çıkması ise Halil ile arzusu arasında bir engel yaratmıştır. Filmden bahsederken bilinçli bir karar olmamasına rağmen, kadının adını belirtmemem de Halil’in kendi iç dünyasında yaşadıklarının daha önemli olduğunun başka bir kanıtı sanırım.

Halil’in hikayesinden öğrendiklerimizle tekrar Narkissos’a dönecek olursak, Narkissos için de kendi suretine ulaşabilmek büyük bir arzuyken, arzusunun gerçeğe ulaştığı durum gerçek bir yıkım olur. Acaba Narkissos kendi güzelliğinin kurbanı mı oldu, yoksa ihtiyaç duyduğu şey (kendini görmek ve kendini başka birinin gözünden görmek) engellendiği  için yoğun bir öfkeye kapılıp, toplumsal hayattan kopup kendini ölüme mi terk etti? Kimbilir…

Uzm. Klinik Psikolog Cansu Torun

Kaynak:

Hollander, A. (1993). Seeing through clothes. Univ of California Press.
Kilborne. B. (2014). Utanç ve Haset Görünüm Kaygısı ve Kem Göz. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Uzm. Klinik Psikolog Canan Altındaş –  İlginç Psikanalitik Bilgiler
Wikipedia, Sevmek Zamanı. 

Facebook Yorumları
Paylaş

5 YorumOn Narkissos Miti Nedir? Narsizmin Hikayesi

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial