Bebekte Sözel Olmayan Davranışlar Ne Anlama Gelir – 1

Paylaş

Sözel Olmayan Davranışların Dili – 1: Yenidoğan Dönemi

“Beden asla yalan söylemez” -Dansçı Martha Graham-

Ses, kelime gibi dil öğeleri kendimizi ifade etmemizi (bireysel), ilişkilerimizi sürdürmemizi (sosyal ilişkiler) ve kültürden faydalanmayı (kültürel öğe) sağlar. Buna rağmen, sözel olmayan davranışlar çoğunlukla dili destekler veya anlamı pekiştirir. Özellikle dil öncesi dönemde, yani bebeklik döneminde sözel olmayan davranışlar, hayati önem taşır.

Sözel olmayan davranışlar dans terapisi, psikanalitik ve gelişimsel terapi için çok zengin veri kaynakları olarak tanımlanabilir. Bedensel hareket aynı anda bireyin ruhsal dünyası; içsel kaygıları ve hisleri, kişiler arası ilişkileri ve bulunduğu kültürel yapı hakkında bilgi verir (Davis, 1975). İfade edilmek istenilen duygular ve düşünceler belirli sembollere sığdırılmak zorunda kalmadığından, hareketlerle dilden öte şeyler anlatılır ve üstelik bu istemsizce yapılır.  İnsanlık tarihini düşündüğümüzde dilin sonradan var edildiğini, hareketin ise baştan beri olduğunu görebiliriz. Bireylerin kendi özel tarihlerine baktığımızda da durum değişmez. Hareket anne karnında başlar ve gebelikten 15. aya kadar çocuk gelişiminin temel örgütleyicisidir (Burrill, 2011).

Gerilim Akışı: Eller tutulmuş akış, sallanan ayaklar serbest akış

Kestenberg Hareket Profili (KMP) Judith Kestenberg ve meslektaşları (The Sands Point Study Group) tarafından, çocuk ve ebeveynlerini yıllarca gözlemledikten sonra geliştirilmiş ve Kestenberg Hareket Profili (Kestenberg Movement Profile) adını almıştır. Kestenberg Hareket Profili analizinden yola çıkarak, sizlerle çocukluk döneminin belli basamaklarındaki hareket kalıplarının önemini açıklamaya çalışacağım.  Bu yazı dizisinde sırasıyla yenidoğan dönemi, oral dönem, anal dönem ve üretral dönemdeki sözel olmayan davranışları anlatacağım. Öncelikle sizleri yazılarda sıklıkla geçen/geçecek dört terimle tanıştırmak istiyorum: gerilim akışı, şekil akışı, tutulmuş akış ve serbest akış.

Bebeklerin hareketleri ne anlama gelir?
Şekil Akışı: Daralma

 

– Gerilim akışı (Tutulmuş ve serbest): Çeşitli beden parçalarında meydana gelen hareket akışı sırasında oluşan kasların gerilme durumundaki değişikleri anlatır. Tutulmuş akış, kasların sıkılı tutulduğu hareketleri betimlerken, serbest akış daha spontan, gevşek ve akışkan kas hareketlerini betimler. Örneğin yeni doğmuş bebeklerin ayak parmakları genellikle kasılı durur, tutulmuş akıştadır. Buna karşın bacaklarını çoğu zaman aşağıya doğru sallar ve bisiklet sürer gibi yaparlar; tutulmuş akıştan serbest akışa geçişler yaparlar.

Bebeğin hareketleri ne anlama gelir?
Şekil Akışı: Büyüme

– Şekil akışı (Genişleme ve daralma): Hareket kalıpları sırasında bedenin aldığı şekildeki değişimleri anlatır. Nefes alırken ve verirken bedenimizin formu sırayla genişler ve daralır. Keyif veren uyarıcı karşısında büyürüz, tehlike olanlardan uzak dururuz. Spontan ve refleksif oluşum bir uyarıcıya cevaben beden şeklinin değişmesine dayanır: onu dahili veya harici yap.

 

O halde yenidoğan dönemiyle başlayalım.

Yenidoğan Dönemi (İlk Aylar)

Başlangıçta bebekler doğru hareket kombinasyonu seçme konusunda becerikli değillerdir. Örneğin, elini ağzına götürüp bedensel şekil olarak daraldığında,  eli ağzında tutmak yerine tekrar tekrar sokup çıkartabilir. Veya nefes alırken bedeni serbest ve yavaşça şişirmek yerine, aniden dolup nefesini tutabilir. Bu dönemde beden genel olarak, altında farklı hareket kalıplarının birleştirilmesi ve işlevsel, uyumlu bütünlere dönüştürülmesini başarmaya odaklanır. Anne bu sorumlulukların düzenleyicisi konumundadır (Spitz, 1959).

  • Annenin bedeninin, bebeğin bedeninin kasılmalarına ve gevşemelerine uyumlanması önemlidir.
Anne bebeği nasıl tutmalıdır?
Bir annenin bebeğini tutabileceği farklı şekiller

Deneyimli annelere kıyasla, yeni anne olanlar bebeğin gerilim akışı ritimlerine uyum sağlayamayabilir veya bebeğin anne bedeniyle uyumlanmasına yardım edemeyebilirler. Örneğin, yeni anneler, bebeğin meme tutmayı bıraktığı her anda tedirgin olabilirler. Duydukları korku, sütün -göğüsten- akışının kesilmesine neden olabilecek genel bir gerginliğe neden olabilir. Bebeğin emme ritmiyle çakışan bu durum, bebeğin doyuma ulaşmasını engeller.

  • Anne, bebeğin bedenindeki şekil değişiklerine (büyüme/küçülme, uzaklaşma,/yakınlaşma gibi) göre kendi şeklini değiştirir.

Bebeğin gerilme akışının ritmiyle uyumlanabilen anneler de, bebeğin şekil akışını düzenlemede başarısız olabilirler. Örneğin, emzirme sırasında bebeğin sağ yanağı annenin göğsüne değdiğinde, anne kendi bedenini bebeğin sol yanağına dokunacak şekilde kıvırabilir. Bu, annenin sol tarafa odaklanmasını ve memesini serbest bırakmasını sağlar. Bebek yutkunurken, anne onun biraz büzülmesini ve iki beden arasındaki hafif ayrılığını tolere edemeyebilir. Anne, bebeğin sütü yutması için uzaklaşma ve büzülme hareketini desteklemek yerine,  bebeğe doğru eğilirse -meme ucunu bebeğin ağzına doğru iterek ve sütü ağzına fışkırtarak- bebeğin tıkınmasına veya kusmasına neden olabilir.

  • Birbirini tanımayan iki bedenin (anne ve bebek) tanışması, annenin bebeğin -ve bedeninin- ihtiyaç ve isteklerini algılamasının zaman alması normaldir.
Anne ve bebeğin vücutsal olarak birbirine uyumlanması zaman alabilir.

Yeni anneler genellikle bebeklerinden öğrenirler ve bebeğin de kendilerine bir şeyler öğretmesine izin verirler. Bebek anneye doğru eğildiğinde, anne de bedenini serbest bırakarak (serbest akışı kullanarak ve gerilimi bırakmanın derecesini iyi şekilde ayarlayarak) ona doğru kıvrılır. Bebek uzaklaşıp biraz büzüldüğünde, anne de tutulmuş akışla aynı şekilde ufalarak bebeğin memeyi tutuşunu kaybetmemesini sağlar. Bu durum, bebeğin modunun annenin bedenine nüfuz etmesine yardımcı olur. Anne pozisyonunu değiştirdiğinde, bebek en uygun emme şeklini bulana kadar biraz kıpırdanabilir. Ortak uyumlanma ve bağdaşmayla, anne-bebek ikilisi simbiyotik ilişki (yeni başlayan oral dönemi tanımlayan) bütünlüğünü yaratır (Mahler, 1968b). Anne ve çocuğun bedeni birlik ve başkalık hislerini düzenler ve bu hislerini birbirleriyle ilişkilendirirler, fakat bedensel olarak iletişim kurmaları zaman alacaktır.

Uzm. Klinik Psikolog Cansu Torun

Facebook Yorumları
Paylaş

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial