Türkler Deliriyor mu? Bir Tabu Olarak Psikoloğa Gitmek

Paylaş

 

Bu hafta başında gazetelerde Türkiye’de psikolojik şikayetlerle doktora başvuranların sayısında bir artış gözlemlendiği haberi yayınlandı. Birçok haber kanalı bu konuda uzmanları çağırdı, konu tartışıldı ve anlaşılmaya çalışıldı. Ancak medyada haberin verilişinde, okuyucu yorumlarında ve tartışma programlarında genel olarak sanki şöyle bir yaklaşım vardı: “Eyvah, Türkler deliriyor mu?”

Türkler deliriyor mu?

Bu artışın sebebi hükümete, toplumdaki sosyoekonomik düzeyin gitgide uçurumlaşmasına, hükümetin söylemlerindeki ayrımcılığa, hatta ve hatta ana muhalefetin başarısız girişimlerine bile bağlandı. Ekonomik ve politik gelişmelerin toplumun psikolojisi üzerindeki etkisi bir yana, bir psikoterapist olarak bence ortada daha önemli bir soru vardı. Psikoloğa başvurmak ve psikoloğa gitmek toplumumuz için gerçekten negatif algılanması gereken bir şey mi? Yoksa pozitif anlamları olabilir mi?

 

Screen Shot 2014-08-21 at 1.06.24 PM

Screen Shot 2014-08-21 at 1.07.30 PM

Twitlerimizde, haber ve video yorumlarımızda bile böylesine birbirimizle çatışmalı olmamız, acaba kendi iç dünyamızın çok çatışmalı olmasının bir yansıması olabilir mi? Toplum olarak böylesine bölünmüşken, birlik olamıyorken, ölümlere, travmalara yas tutamıyorken 74 milyonluk ülkenin 8’de 1’i aslında kendisinde birşeylerin yanlış olduğunu hissetmiş ve psikoloğa başvurmuş, fena mı?

Screen Shot 2014-08-21 at 1

Screen Shot 2014-08-21 at 1

Yorumlarda bu gelişmeyi pozitif olarak görenler de var. Ben de onların arasındayım. Her ne kadar toplumun gitgide ‘psikolojisi bozuluyor’ olsa bile, bunun çözümü için yardıma başvurmanın ve başvurma imkanının olmasının, toplum sağlığı açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Batı’ya baktığımızda İngiltere’de de Türkiye’dekine benzer bir trend var. 2005’ten 2010’a kadar ruh sağlığı başvurularının arttığı gözlemleniyor. Ancak Türkiye, hastane dışında özel muaynehane ve ofislerde de terapi hizmetlerinin yaygın bir biçimde kullanıldığı ABD ve İngiltere’ye bu açıdan çok benzemiyor. Halen psikoloğa gitmenin ‘deli doktoru’na gitmekle eş tutulduğu, çoğu kişinin aklında ruh sağlığı hizmetlerine başvurmanın deliliğine tescil almakla özdeşleştirildiği ülkemizde, psikoloğa gitmek ve terapi hizmeti almak maalesef ki bir tabu.

Keşke bu twiti yazan kişi şunu bilse: Terapi odası kişinin kendisi olmaya teşvik edildiği, isterse ağlayabileceği, isterse anlatabileceği, isterse de küfredebileceği bir alandır. Psikoloğun veya psikoterapistin cesareti de, kişi tüm bunları yaparken, onu taşıyabilmekten ve kabul etmekten gelir.

Herkese kendi ruh sağlıklarını ciddiye aldığı ve üzerine düşündüğü günler dilerim.

Psk. Ayşe Canan Altındaş

Kaynaklar:

Hürriyet

Counselling Directory

 

 

 

Facebook Yorumları
Paylaş

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial