5 Psikolojik Adımda Eski Sevgili Nasıl Unutulur?

Paylaş

Eski Sevgili Nasıl Unutulur?

Yakın zamanda sevgilinizden ayrıldıysanız ve kendinizi sürekli onu düşünürken, ararken veya ona mesaj atarken buluyorsanız obsesif kompulsif bozukluğa benzer belirtiler gösteriyorsunuz demektir. Bu ayrılık sizin için ani olduysa yaşadığınız acı sizde travmaya da neden olmuş olabilir. Her halükarda ayrılık sonrası kendinizi iyi hissetmeniz kolay değildir. Bu durum işte, evde veya okulda arkadaşlarınız ya da ailenizle olan ilişkilerinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumdan çıkmak ve belki biraz rahatlamak için alkole sığınmış olabilirsiniz. Kendinizi ayrılık sonrası kontrolsüz hissetmek doğaldır. Biz ise bu yazıda size 5 psikolojik adımda eski sevgilinizi nasıl unutursunuz, bunun tüyolarını paylaşacağız.

Zamanın her şeyin ilacı olduğu doğrudur. Ama bu süreci kötü notlar almayı, arkadaşlarınız ya da ailenizle aranızın bozulmasını, işten kovulmayı ve hatta belki üzüntüden sağlık problemleri yaşamayı  göze alabilecek kadar zamana yaymak ne kadar mantıklı? Bizce de oldukça mantıksız. Güzel haber şu ki obsesif kompulsif bozukluklarda uygulanan teknikler bu konuda oldukça işinize yarayabilir. Bu teknikler sayesinde, sevgilinizden ayrılık sürecini atlatmanız kolaylaşabilir. Aşağıda obsesif düşüncelerinizi ve kompulsif davranışlarınızı engellemeye yönelik bazı öneriler bulacaksınız.

1-  Tetikleyici unsurların farkında olun.

Haydi itiraf edin! Eski sevgilizine sürekli mesaj atmak istiyor ya da ondan herhangi bir mesaj var mı diye sürekli telefonunuzu kontrol ediyorsunuz. Bilgisayarın başına geçtiğinizde kendinizi bir anda onun sosyal medya hesabına bakarken buluyorsunuz. Bu durumda sizin kompulsif davranışlarınızın tetikleyicisi telefonununuz ve bilgisayarınızdır. Belki telefonunuzu ve bilgisayarınızı tutması için bir süreliğine arkadaşınıza vermeniz iyi olabilir. Ama bu hiç de pratik bir yöntem değildir. Bu sadece tetikleyici unsurlardan kaçmaktır. Oysaki yapmanız gereken telefon veya bilgisayarın yanıbaşındayken mesaj atma veya sosyal medya hesabında gezinme dürtülerinizi kontrol edebilmektir. Bu aşamada dürtü kontrolü kolay değildir. İşinizi kolaylaştırmak adına telefon ya da bilgisayarınızı toptan yok etmek yerine yalnızca eski sevgilinizle ilgili olan bilgileri yok etmeniz yeterlidir. Telefonunuzdan numarasını silin ve sosyal medya hesabınızdan çıkarın. “Söylemesi kolay…” dediğinizi duyar gibiyim. Bu yapılamayacak gibiyse ilk aşamada telefonunuzun özellikleri  imdadınıza yetişebilir. Telefonunuzda sizin seçeceğiniz kişileri engelleme özelliği var ise bunu eski sevgiliniz üzerinde kullanabilirsiniz. Bu şekilde hem numarayı silmeyecek hem de ondan gelen hiçbir bilgiyi alamayacaksınız; üstelik bu onun tarafından da görülmeyecek. Böylece aklınızdan çıkarmak istediğiniz kişi her yanan ışık ya da bildirim sesiyle yeniden aklınıza gelmeyecek.

2- Kendinize meşgale bulun.

Bildirim kısmını bu şekilde hallettiğimizi varsayarsak arama ve sosyal medya hesabı kontrol dürtüleri için ne yapacağız? Bu isteğinize engel olamıyorsanız hiç olmazsa miktarını azaltmayı veya süreyi uzatmayı deneyin. Bunu yaptığınızda hislerinizi kontrol altına almanız kolaylaşacaktır. Kompulsif davranışlarınızı farklı meşgalelerle azaltmayı deneyin. Aklınıza sevgilinizi aramak ya da onun sosyal medya hesabını kontrol etmek geldiğinde  dikkatinizi hemen başka bir uğraşa verin. Bu; evinizi toplamakoyun oynamak, arkadaşınıza mail atmak veya kıyafetlerinizi düzenlemek gibi basit bir uğraş olabilir (Eski sevgiliye geri dönme yollarını araştırmak bu uğraşlardan sayılmıyor). Bu uğraşlar en az 10 dakika sizi telefon ya da bilgisayarınızdan uzak tutar. 10 dakika sonra eski sevgilinizin sosyal medya hesabında gezinmek, onu aramak ya da ona mesaj atma dürtünüzde bir azalma olup olmadığını kontrol edin. Belki de bu uğraşlar anın getirdiği dürtüselliği azaltmıştır. Ayrıca kademeli olarak zamanı veya mesaj sayısını azaltmak da  işe yarayacaktır. Her gün kontrol etmeyi biraz daha ertelemek veya her gün yolladığınız mesaj sayısını azaltmak sizin için faydalı olacaktır.  Bugün 10 dakika ertelerseniz yarın bunu 11 dakikaya çıkarın veya bugün 5 mesaj attıysanız yarın 4’e düşürün.

3- Ortamsal tetikleyicileri belirleyin.

Kompulsif davranışlarınızı artıran durumlara dikkat edin. Bu durum hangi ortam tarafından tetikleniyor? Arkadaşlarınızla dışarı çıktığınızda mı, evde tek başına olduğunuzda mı, işteyken mi yoksa bir kadeh şarabı içtikten sonra mı? Bu dürtü en çok hangi ortamda sizi yokluyor bunun mutlaka farkında olun. Ve dürtü geldiğinde, bunun kolay olmadığının da farkında olarak, ona karşı direnmeye ya da en azından mümkün olduğunca bu isteği ertelemeye çalışın.

4- Düşüncelerinizi yazın.

Obsesif düşüncelerle başa çıkamamaya başladığınızda bu düşünceler kompulsif davranışlara dönmeden önce düşüncelerinizi bir kağıda yazmanızı öneriyoruz. Bu düşünceler tekrar edici olsa bile ve 20 kere yazmanız gerekse bile eyleme geçmeden önce kağıt üzerinde düşüncelerinizle yüzleşmeniz faydalı olacaktır. Ayrıca, bunu mutlaka kağıt üzerinde yapmanız önemlidir; bunun için bir bilgisayar ekranı kullanmanız uygun olmayacaktır. Yazdıklarınızı yalnızca siz bileceksiniz ve bu sayede eyleme geçmeden önce düşüncelerinizle yüzleşme zamanı yakalayacaksınız.

5- Program hazırlayın.

Eğer bu aşamaya geldiyseniz obsesyonlarınızı kağıda dökmek için belli bir program oluşturmanın da zamanı geldi demektir. Gün içinde serbest olduğunuz bir zaman dilimi belirleyin – sadece uyumanıza çok yakın bir zaman olmasın. Örneğin her gün 19.00-19.30 arası sizin zaman diliminiz olsun. Elbette ihtiyacınıza göre süreyi daha uzun veya kısa tutabilirsiniz. Bu zaman dilimi tamamen obsesif düşüncelerinize, üzüntülerinize ve endişelerinize yönelik olsun. Bir sonraki oturuma kadar o gün içinde bütün halletmeniz gereken sorunlarla yüzleşin. Eğer obsesyonel düşünce planlanmadık bir zamanda ortaya çıkarsa düşüncelerinize bunu belirlediğiniz zaman dilimi içinde halledeceğiniz mesajını iletin. Ve bu ayırdığınız süre içinde hala obsesyonel düşünce zihninizi terk etmemişse oturum dahilinde bunu da mutlaka kaleme alın. Bu oturumlara ihtiyacınız kalmadığını hissedene kadar bu uygulamaya devam edebilirsiniz.

Kaynak: Psychology Today

Facebook Yorumları
Paylaş