“Bir düşünce unutulduğunda nereden gelir?” –Sigmund Freud
Bilinçdışının olmadığı bir evren, kemiklerimizin ve iç organlarımızın çalışırken çıkardığı sesleri duymak gibi olurdu sanırdım. Hareket etseniz de etmeseniz de dışarıdan gelen sese beden içi sesi eklenecek ve bedeninizden asla kaçamayacaksınız. İşte bilinç, hayatta kalmamıza ve günlük hayattaki işlevselliğimize yardım eden ve iç sesleri (beden ve zihne dair) makul miktarda duymamızı sağlayan o filtre ve o filtreden geçen şeylerin oluşturduğu her şey.
Bilinçli zihin, bilinç düzeyinden saklı tutmak istediği şeyleri bastırarak bilinç dışına gönderir. Bilinç dışına gönderilen şeylerin çoğu, gizli formlarda ve şekil değiştirerek bilinç düzeyine ulaşabilir. Bu şekilde, biz bastırdığımız duygularımızın, düşüncelerimizin, ihtiyaçlarımızın ve hislerimizin farkında olmasak bile, bilinçdışımız hala davranışlarımızı etkiler. Bunun en güzel örneğini rüyalarda görürüz; terapide rüyanın içeriği sayesinde bilinç düzeyinde kendini gösteren temsillerin kaynağına, çağrışımlarla (bilinçdışına açılan yollardan biri) ulaşılmaya çalışılır.
– Bilinç öncesi, zihnin normal anılarına denk gelen kısmıdır. Bu anılar bilinç düzeyinde veya anlık belleğin parçası değildir, fakat bilinçli bir çabayla bilinç düzeyine taşınabilecek ve ulaşılabilecek şeylerdir.
– Bilinç öncesi, bilinçdışı gibi bilinç üzerinde etkiye sahiptir. Bilinç öncesindeki bilgiler bazen rüya ve dil sürçmeleri gibi beklenmedik yollarla açığa çıkabilir. Bu yönüyle bilinç öncesine etkileyen, bilinci ise etkilenen rolü yükleyebiliriz.
Uzm. Klnk. Psikolog Cansu Torun
Kaynakça:
Freud, S. (1915). The unconscious. Standard Edition, Volume 14.
Kendra Cherry-What is Conscious Mind?