Erkek Çocuklarında Sünnetin Psikolojik Etkileri Nelerdir?

Paylaş

Erkek çocukların sünneti, her ne kadar bizim toplumumuzda yaygın bir biçimde kabul görse de, aslında evrensel bazda tartışmaya açık bir konu. Böyle tartışmalı bir konuyu ve kendisi acılı bir uygulamayı konu alan bir yazıda da, özellikle erkek okurları huzursuz edecek bir takım bilgiler olabilir. Ancak bu yazıdaki amacım sünnet uygulamasını eleştirmek değil; toplumca hiç sorgulamaksızın benimsediğimiz sünnet olgusuna biraz da erkek çocuğunun gözünden bir bakış açısı getirme isteği var.

Bu yazıda size kısaca sünnetin tarihçesinden ve erkek çocuklarında sünnetin psikolojik etkileri nelerdir, bunlardan bahsedeceğim. Ayrıca sünnet travmasının terapi odasının içinde nasıl yaşantılandığına dair de birkaç örneklendirme yapacağım.

Sünnet Geleneğinin Tarihçesi

Sünnetin tarihçesi araştırmacılara göre, yazılı tarihten öncesine dayanıyor. Anatomi araştırmacısı Grafton Elliot Smith’e göre, sünnet bilinen en eski yapılandırılmış cerrahi müdahale. Sünnetin Tarihi adlı kitabın yazarı doktor Peter Charles Remondino’ya göre ise, sünnet aslında eski toplumlarda bir cezalandırma veya stigmatizasyon aracı olarak kullanılıyor. Kastrasyon ve penektominin (penisin tamamen alınması) kişi için ölümcül olacağı için, sünnet erkek suçluları öldürmeden “işaretlemek” için etkili bir müdahale.

Antik Mısır’dan bir sünnet resmi

Bazı tarihçiler sünnetin Dünya’nın farklı bölgelerinde, farklı kültürel gruplar tarafından bulunduğunu savunurken, diğerleri sünnetin ilk olarak bir bölgede uygulanıp, Dünya’nın farklı bölgelerine yayıldığını düşünüyorlar. Ancak tarihi kalıntılar ve resimler gösteriyor ki, sünnet birçok eski uygarlıkta uygulanan bir yöntem. Sümer Uygarlığı’nın bulunduğu bugünkü Irak topraklarında sünnetin uygulandığına dair buluntular var. Ayrıca yandaki Eski Mısır’dan kalma çizimler de bir sünnet törenini betimliyor. O zamanki uygarlıkların pagan olduğunu düşünürsek, aslında sünnet, Yahudilik ve İslam gibi monoteist dinlerin yarattığı veya meşru kıldığı bir gelenek değil. Daha ziyade, sünnet, monoteist dinlerin, pagan dinlerden alıp, kendi kültürüne adapte ettiği bir uygulama.

Neden Sünnet Olunur?

3. Ahmet’in oğullarının sünnet düğününü anlatan bir mozaik

Modern zamanlarda sünnet, Yahudilik ve İslam dinlerinin bir koşulu olarak, diğer dinlere mensup veya dinsiz kişilerce ise bir tercih sebebi olarak uygulanmaktadır. Ancak sünnetin pagan geçmişi, modern zamanlarda uygulamasını açıklamamaktadır. Tarihçiler, Yahudiler’in sünneti, sıcak iklimlerde penisin hijyenini korumak, erkekler için bir yetişkinliğe geçiş ritüeli yaratmak ve erkekler için bir kan adağı olması için pagan kültürlerden gelenek olarak aldıklarını belirtmişlerdir. Büyük ihtimalle, benzer sebeplerden dolayı, sünnet İslam’ın da bir şartı olarak uygulanmaktadır.

Günümüzdeki araştırmalar ise, sünnetin erkekleri cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebebiyet veren HIV, HPV ve benzeri virüslerin taşıyıcılığına dair koruduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, sünnet bir pagan geleneğinin sonradan monoteist dinlere aktarılması olarak günümüze kadar gelmiş olsa da, hijyen ve sağlık açısından önem taşıdığı araştırmalarla ispatlanmıştır.

Erkek Çocukları Ne Zaman Sünnet Olmalıdır?

Küçük çocuklar cinsel organlarını çok merak ederler. Hatta organların bütünlüğü onlar için çok önemlidir.

Bu konuda da oldukça farklı görüşler bulunmaktadır. Tipik olarak, Yahudiler, sünneti yenidoğan erkeklere birkaç gün içinde uygulamaktadırlar. Ancak, bizim ülkemizde de artık benimsenen bu uygulamanın tartışılan etik yönleri bulunmaktadır. Sünnet olmaya hiç itiraz edemeyecek bir yenidoğana böyle bir cerrahi prosedürün uygulanması etik midir? Gerçi bizimki gibi fallus-odaklı (yani penis odaklı diyebiliriz) ve çocuklara pek söz hakkı tanınmayan toplumlarda, konuşabilen bir erkek çocuğunun bile sünnete karşı gelmeye pek hakkı yoktur. Erkek çocukları biraz ele avuca sığmaz hale geldikleri zaman penisi birçok yetişkinin, özellikle de yetişkin erkeklerin ilgi odağı olur. “Göster amcalara pipini!” bugün sanki şaka maiyetinde sohbet ortamlarında bir nida olsa da, aslında halen toplumun bir gerçeği olarak süregelmektedir. 10 yaşlarındaki bir danışanımın babası, mahalledeki arkadaşlarının ve esnafın oğluna sürekli “Artık kestirdiniz mi?” diye sorduğunu ve kendisinin sünneti zaruri görmese de, bu konuda yapılması için bir baskı hissettiğini görüşmelerimizde aktarmaktaydı.

O zaman bir erkek çocuğu ne zaman sünnet olmalıdır? Yine tipik olarak sünnet bizim toplumumuzda sanki ortaklaşa bir bilinçdışı karar gibi erkek çocuğunun Ödipal dönemde olduğu varsayıldığı 3-5 yaşlarında pek uygulanmamaktadır. Bu dönemde Freud’un teorisine göre, erkek çocuğu anneyi ilk aşk nesnesi olarak benimser, babaya karşı ise düşmancıl duygular hisseder. Ayrıca kendisinden büyük olan ve büyük genital organlara sahip babadan da kendi penisini kesecek diye korkar. Bu korkular bilinçli düzeyde pek yaşanmaz. Ancak sık sık, annesine aşık gibi davranan veya onunla evleneceğini söyleyen, ve babasına da her fırsatta vurmaya ya da karşı çıkmaya çalışan 3-5 yaş aralığındaki erkek çocuklarını görürüz. Onları sevimli buluruz ve yaşadıkları çatışmayı genelde görmezden geliriz. Ancak bu dönemde çocukları sünnet ettirmekten sakınmak cidden de doğru bir karardır. Çünkü zihindeki fantazinin gerçekleşmesi, yani bir otorite tarafından bir organın bütünlüğünün bozulması, bünye için cidden travmatik olabilir.

Ödip’ten sonraki dönemlerde ise sünnet için 80 yaşlarına kadar uzanan geniş bir yelpaze görüyoruz. Şu zaman doğrudur diyemeyiz, ancak bir sonraki alt başlıkta inceleyeceğimiz gibi, çocuk adına hızlıca alınan bir sünnet kararı travmatik olabilir.

Sünnet Travmatik Midir?

Fra Filippo Lippi’nin İsa’nın sünnetini resmettiği 15. yy’dan bir resim

Toplum olarak sünneti erkek çocukları için norm saydığımız için, sünnetin travmatik olup olmadığını pek düşünmüyoruz bile. Oysaki hastane odalarında veya toplu sünnet alanlarında kıvrım kıvrım kıvranan, avazı çıktığı kadar ağlayan, veya hepten kendi içine kapanan erkek çocuklarını sık sık gözlemliyoruz. Ancak aklımıza koyduğumuz iş o kadar bizim için geçerli ve nesillerdir süregelen bir gelenek ki, çocuğun o sırada ne yaşadığını düşünmek pek aklımıza gelmiyor bile. Evet, sünnet travmatik olabilir. Özellikle de erkek çocuğu onu bekleyen prosedüre iyi hazırlanmamışsa, ve kendisini neyin beklediğini bilmiyorsa. Her ameliyat öncesinde olduğu gibi, çocuklar kendilerine yapılacak müdahalenin ayrıntılarını kaba hatlarıyla bilmelidirler. “Anestezi uygulanacak mı? Uygulanmayacak mı?” “Eğer anestezi uygulanacaksa, lokal mi olacak, genel mi?” “Anestezi nedir?” “Sünnetten sonra penisine ne olacak?” bunlar konuşulmalıdır.

Sünnet Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?

Öncelikle “Sünnet Çocuklara Nasıl Anlatılmamalı?” bunu anlatacağım.

Sünnet Sürecinde (Öncesinde ve Sonrasında) Yapılmaması Gerekenler:

Eğer kendinizi bunları yaparken buluyorsanız, özellikle de baba olarak, aklınıza kendi sünnet anınızı getirmeye çalışın. Cevabı orada saklı olabilir.

Sünnetin Travmatik Yönleri Terapi Odasında Nasıl Gözlemleniyor?

Sünnet sürecinde çocuğunuz çok fazla fiziksel tepki vermemiş olsa da (ağlamak, bağırmak, istemediğini söylemek gibi), erkek çocuklarında, benim düzenli olarak gördüğüm vakalarda, sünnet sonrası terapi odasında her zaman bir yas veya sünnetin getirdiği kayıplarla baş etmeye çalışma süreci gözlemleniyor.

Terapi Odasında Sünnete Dair Neler Deneyimleniyor?

Öncelikle kaybedilen ‘parça’, erkek çocuğunun zihninde çok büyük bir yer teşkil ediyor. “O parça neden alındı ve nereye gitti?” gibi sorular sık sık gündeme getiriliyor. Sünnetin “erkekliğin bir parçası” olarak vurgulandığı ailelerde, ya da “Sünnet olunca sen artık erkek olacaksın.” diye yaklaşılan süreçlerde ise erkek çocuk terapi odasında kendisindeki veya terapistteki feminen parçaları inkar etmeye başlayabilir. Örneğin, o zamana dek bana “Canan Abla” diye seslenen bir danışanım bana sünnet sonrasındaki üç hafta boyuncaki görüşmelerde, “Oğlum” ve “Abi” diye seslendi. Ayrıca sık sık oyunlarda kendisinin erkek karakterler olmak istediğini, kız karakterlerin yeterince iyi olmadığını belirtti.

Merdiveni uzatılıp kısaltılan itfaiye aracı

Erkek olmayı ruhsal bir gelişim sürecinden ziyade, fiziksel bir parçanın alınmasına bağladığımız anda, erkek çocuğunun kafası karışmaya başlar. Kendi penisinden bir parça alındı ve aslında kendisine öğretildiği üzere, cinsel organı bir kadınınkine daha çok benzetildi… O zaman nasıl daha erkek oldu? Bu çatışmalı duygu ve düşünce süreçlerinde feminen parçaları ve kadınlığa dair imgeleri aşağılama, kaybedilen parça ile ilgili duyulan acı ile başa çıkmada bir rol oynamaya başlar.

Başka bir erkek çocuk danışan, kendisine pek açıklanmamış sünnet sürecinden sonra fallik bir temsil olan çatıları yuvarlak yapmaya başlamıştı. Ayrıca sık sık terapi odasındaki oyuncak itfaiye aracının uzayan merdivenini uzatıp kısaltmış ve sonunda uzayan parçaları bilerek düşürürken, bundan keyif almıştı.

Küçük parçaları kuma gömme ve başka yerlere saklama oyunları da sünnet sonrasında alınan parçanın kaybının yasının tutulmasında gözlemlediğimiz bir süreçtir. Çocukların terapi odasında oyun aracılığıyla bunları işlemesi patolojik değildir. Aksine, çocuk, aklını kurcalayan bir konuyu seansa getirir ve terapistle birlikte işler. Böylece sünnet ile gelen kayıp başta travmatik olsa da, sonrasında çocuk için içselleştirilebilen ve anlaşılabilen bir süreç olur. Kadınlar ve erkekler arasındaki fark çocuğun zihninde keskin ve yüzeysel diyebileceğimiz bölünmelerle belirlenmez. Sünnete rağmen, kendisi de feminen parçalarıyla, yani daha içkin diyebileceğimiz, kapsayıcı, anlamaya çalışan ve duyumsayan yönleriyle barışık olur.

Uzm. Klnk. Psk. Ayşe Canan Altındaş

*Bu yazıda erkek çocuğun cinsel organını tanımlamak için ‘pipi’ yerine penis kelimesini kullandım. Çocukların cinsel organlarını biyolojik isimleriyle öğrenmelerinin neden onların gelişimi için daha iyi olduğunu bu yazıdan öğrenebilirsiniz.

Facebook Yorumları
Paylaş