Kimlik karmaşası ve kimlik bunalımı kavramlarını 21. yy’da yaşayan az çok herkes duymuştur ve de ne anlama geldiği hakkında da bir fikir sahibidir. Peki bu kavramı dilimize kazandıran kişi kimdir? Ve de neden insanlar bu kişisel krizi deneyimlerler? Ergenlik çağında yaşanılan deneyimlerin kimlik karmaşası ve kimlik bunalımı ile ilgisi var mıdır?
Kimlik karmaşası ve kimlik bunalımı kavramları, kişinin kendine has, özgün bir kimlik oluşturması sürecinde, kişinin hayatındaki en önemli basamaklardan biri olduğunu düşünen gelişim psikoloğu Erik Erikson’un çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır.
Erik Erikson, oluşturduğu teoriye göre bir kimlik duygusu geliştirip o kimliğe bağlılık göstermenin ergenlik yıllarında önemli bir yaşam görevi olduğunu belirtir. Ancak Erikson buna rağmen, kimliğin biçimlendirilmesi ve geliştirilmesinin yaşam boyu devam eden ve yeni zorluklarla karşılaşıp üstesinden geldikçe şekillenen bir kavram olduğunun üzerinde durmuştur. Erikson’a göre kişilik krizi, kişinin kendine dönük yoğun bir analiz sürecinde olduğu ve kendisini farklı yönlerden değerlendirmenin yollarını keşfetmeye çalıştığı bir dönemdir.
Erikson’un kişilik konusunda yapmış olduğu çalışmaların kaynağı, gençliği boyunca kendi kişiliğini sorgulamasına sebep olan olaylara dayanır. Erikson’un kendi hayatında da, özellikle ergenlik yıllarında, kimlik karmaşası veya kimlik bunalımı diyebileceğimiz bir dönem geçirmiştir. Şimdi bu olayları sırasıyla inceleyelim:
Erik Erikson, Musevi bir anne ve Musevi olmayan Danimarkalı bir babanın gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi, Danimarka’nın önde gelen Musevi ailelerinden birinin kızıydı ve Musevi bir eşi vardı. Ancak, Erikson’a başka birinden hamile kaldı ve bu yüzden ana vatanından kaçarak Almanya’ya yerleşti. Burada ‘Salomonsen’ soyadını aldı. Yani Erik Erikson, Erik Salomonsen olarak dünyaya geldi.
Erik Erikson 25 yaşına geldiğinde, Peter Blos ona ilginç bir teklifte bulundu: “İyi resim yapıyorsun. Sigmund ve Anna Freud’a gelen zengin hastalar var. Onların çocuklarına sanat dersleri vererek para kazanabilirsin.” Bu teklif, bir nevi Erik Erikson’un kimliğini bütünleştirmeye giden yolda önemli bir basamak ve hayatını değiştiren bir adım oldu.
Erikson, Avrupa macerasını, Naziler’in Avusturya’yı işgal etmesiyle sonlandırdı. Sanatçı eşi Joan Serson ve çocukları ile ABD’ye göç etti. Erikson, Boston’ın ilk çocuk psikanalisti oldu. Ancak maceracı ve farklı kimlikleri araştırmayı seven ruhu, onu burada da bırakmadı. Amerika’nın farklı Kızılderili kabilelerini (Sioux ve Yurok) ziyaret etti. Bu ziyaretleri sonucunda, çocukların gelişiminin bulundukları kültürler farklı şekiller alabileceğini farketti. Aynı zamanda, çocuk gelişiminin yetişkinin gelişimine nasıl sirayet ettiğini de bu araştırmaları sonucunda bulgulandırdı.
Kimlik Karmaşası veya Kimlik Bunalımı: Erik Erikson’un Bize Mirası yazımızın birinci bölümünü, Erik Erikson’un hayatına odaklanarak aktarmış olduk. Yazımızı tamamen bitirmeden, sizinle Erik Erikson’un hayatıyla ilgili birkaç ilginç bilgi daha paylaşmak istiyoruz:
Kimlik Karmaşası veya Kimlik Bunalımı: Erik Erikson’un Bize Mirası – 2 çok yakında sizlerle olacak.
Yazar: Alperen Doğaner
Editör: Ayşe Canan Altındaş
Kaynak: Wikipedia ve ders notları