Kişiliğine En Uygun MBA Programı
Birçok öğrencinin MBA programı başvuru listelerini oluştururken en az dikkat ettiği şey okulların öğretme biçimidir. Oysaki okullarda derslerin ağırlıkla nasıl işlendiği son derece önemli, çünkü öğrenci kendi kişiliğine uygun olmayan bir öğretme stiline maruz kaldığında akademik açıdan oldukça mutsuz olabiliyor. Bu yazıda Amerika’daki en iyi MBA programları‘nda işlenen 3 temel öğretme stilini paylaşacağım.
1. Case-Studies (Örnek-Olgu İncelemesi): Bu öğretme stili, Harvard Business School ve UVA Darden’da sıkça uygulanmaktadır. Case studylerde dünyada gerçekten olagelmiş kurumsal senaryolar incelenir, işletme içindeki operasyonel, finansal ve pazarlama problemlerine öğrenciler kendi çözümlerini ve stratejilerini üretirler. Bunun da iyi yanı, öğrenciler birçok farklı bakış açısını öğrenir, fikir alışverişinde ve geliştirme sürecinde bulunurlar. Ancak, topluluk içinde konuşmaktan çekinen, daha utangaç yapılı kişiler ağırlıklı bu tarz eğitim yapan okullarda zorlanabilirler. Ancak bu durumun iyi yanı da şudur: Öğrenci her kurumda kendisinden beklenen, fikrini savunabilme yeteneğini kazanır.
2. Lecture (Konferans): Ders içinde fikrinizi belirtmeden dikkatinizi veremiyor musunuz? Öyleyse Carnegie Mellon Tepper Business School’u ve USC’yi MBA programı listenizden silmelisiniz. Bu 2 okul, en etkili öğretme biçimi olarak ağırlıklı olarak hocaların anlattığı stili, öğrencilerin anahtar konseptleri ve metodları anlaması açısından, en uygun buluyor. Ayrıca yüklü bir bilgiyi öğrencilere aktarma açısından da bu en etkili metod. Case-studylerin aksine, lecture tipi öğrenmeyi daha çekingen, utangaç ve söz hakkı almaktan çekinen öğrenciler tercih ediyor.
3. Deneysel (Experiential) Öğrenim: Bu metoda yaparak-öğrenme metodu da diyebiliriz. Girişimci ruhlu öğrencilere en uygun öğrenme metodu bu, ve Vanderbilt, Michigan ve Harvard’ın MBA programları bu tarz öğrenme metodunu içerir. Öğrenciler okul sırasında geliştireceği projelerle bilgilerini gerçek dünyaya uygulama fırsatı bulurlar. Grupla çalışmayı ve yeni projelere kafa patlatmayı seven öğrenciler MBA programı listesinde kesinlikle bu okulları bulundurmalıdırlar.
Tabii ki bu üç öğrenme stilini barındıran birçok okul var. Ancak bu listede verdiğimiz okullar ağırlıklı olarak belirtilen tarzda eğitim veriyorlar. Okulların öğrenme stili dışında, MBA programlarına başvuran öğrenciler kesinlikle başvurdukları okulların ders listesine bakmalılar, ve o okuldaki star hocaların kim olduğuna ve öğrettikleri alanda Amerika’da veya İngiltere’de nasıl bir katkıda bulunduklarını araştırmalılar. İyi bir araştırmadan sonra kendinize uygun bir MBA programı listesi çıkarmanız, hem başvuru süreci stresini azaltır, hem de okullara kendinizi daha iyi ifade ederek kabul şansınızı artırır.
Ayşe Canan Altındaş
