Yaratıcılık gerçekten de dünyamıza gizemli bir biçimde giren bir olgu. Hızlı hayatlarımızın keşmekeşinde yaratıcılık her ne kadar vurgulanan bir olgu olsa da, yaşanan bir fenomenden çok sanki ulaşılamayan bir hedef gibi. New York Üniversitesi’nden psikolog Scott Barry Kauffman, yaratıcı insanların kendilerini tanımlayabilmesinin daha zor olduğunu öne sürüyor, çünkü yaratıcı zihin gerçekten de kişilikte birçok kompleks boyut gerektiriyor, ve Kaufmann, yaratıcı insanların daha “dağınık bir zihin”leri olduğunu söylüyor. Sık tekrarlanan bir Einstein özlü sözündeki gibi, “Eğer dağınık bir masa dağınık bir zihnin göstergesiyse, o zaman üstü bomboş bir masanın neyin göstergesi olduğunu düşünmek istemiyorum.”
Bu yazıda sizlerle yaratıcı insanlar’ın hayatlarında sıklıkla uyguladıkları 8 eylemi paylaştık.
Yaratıcı insanlar gündüz düşlemine dalıp gitmenin bir zaman kaybı olduğunu düşünmekten ziyade, onların yaratıcı deposunu besleyen bir aktivite olarak görürler. Psikolojik araştırmalar da gösteriyor ki, gündüz düşlemine dalmak insanların alakasız konularla ilgili bağlantı kurmasına yardımcı olarak hayal gücünü ve yaratıcılığı tetikliyor.
Yaratıcı insanlar için yalnızlık korkulacak, utanılacak veya çekinilecek bir durumdan ziyade, onların düşüncelerinin akışını besleyen bir durumdur. Varoluşçu terapist Rollo May, yalnızlık üzerine şöyle demişti: “Yaratıcılığa kapılarınızı açmak için, yalnızlığı yapıcı bir şekilde kullanabilmelisiniz. Ve yalnızlığın korkusunu aşmalısınız.” Psikolog Kauffman ise, yalnız kalmanın kişinin içsel monologunu beslediğini söylüyor.
Yaratıcı insanlar için yeni deneyimler zihinlerinin sınırlarını genişletmek, duyularını açmak, duyumlarını artırmak ve yeni şeyler görmek için bir zemin hazırlar. Psikolojik testler de gösteriyor ki yeni tecrübelere açıklık (Openness to Experience) yaratıcılığı belirleyen en önemli kişilik faktörlerinden biri. Kaufman da yaratıcı zihinlerin hayatta neleri aradığını şöyle sıralıyor: “Entelektüel merak, fanteziye açıklık, duygulara açıklık ve yeni deneyimler aramak.”
Forbes yazarı Steve Kotler yaratıcı insanları şöyle betimlemişti: “Yaratıcı insanlar başarısız olurlar ve çok yaratıcılar sık sık başarısız olurlar.” Başarısızlıklar karşısında metanetli durabilme, yılmama, ve başarısızlıktan ders çıkarma yaratıcı insanların en kıymetli özelliklerindendir. Yaratım ve üretim süreci her zaman sihirli bir biçimde olagelen bir durum değildir. Dolayısıyla, yaratıcı insanlar başarısızlıklarını içselleştirebilen veya buna uğraşan insanlardır.
Nietzsche tüm hayatın ve tüm dünyanın sanatsal bir uğraşı gibi algılanması gerektiğini düşünüyordu. Yaratıcı insanlar da bu hayat felsefesini hayatlarının bir parçası olarak görerek, hayatı kendilerini ifade etmek için sık sık kullanırlar.
Yaratıcı insanların yaptığı birçok aktivite kendi kafalarının içinden çıkıp, olayları başkalarının gözünden görmek içindir. Kendi kafalarının içinden çıkmak ise kendi günlük meşgalelerini ve dertlerini unutarak yaratım süreci için zihinlerini doğru kıvama getirmek içindir. Kaufman, hayal kurmanın, gündüz düşlemlerinin ve bu tip “psikolojik mesafe” almanın yaratıcı süreci beslediğini belirtiyor.
Umarız ki bu yazı, herkes için kendi yaratıcı süreçlerine girmek için ilham verici olmuştur.
Psk. Ayşe Canan Altındaş
Kaynak: HuffPost