Moana Filmi’nden Ebeveyn Olmanın Püf Noktaları

Paylaş

Filmin adı: Moana

Uygun yaş grubu: 5 yaşından büyük çocuklar ve yetişkinler

Moana, John Musker ve Ron Clements’in yönettiği ve 2017 yılında vizyona giren bir animasyon filmi. Film sitelerinde aktarılan özet şöyle: “Antik çağlarda Okyanusya’daki Güney Pasifik adalarında yaşayan bir genç kız olan Moana, kuşaklar boyunca denizlerde yolculuk etmiş bir ailenin temsilcisidir. Geçmişte yarı-tanrı olan Maui’nin Te Fiti’nin kalbini çalmıştır, bu yüzden ada topraklarını lanetlenmiştir. Zamanla ada halkı topraktan bereket alamamaya, denizden balık tutamamaya başlar. Lanet sadece Te Fiti’nin kalbinin yerine konulduğunda ortadan kalkacaktır. Bu yüzden Moana, ailesine ve yaşadığı adanın halkına yardım edebilmek amacıyla maceralı bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculukta hayran olduğu rüzgar ve denizin yarı-tanrısı ve “erkeklerin kahramanı” Maui ile işbirliği yapması gerekecektir.”

Filmin baş karakteri Moana, bir genç yetişkin. Çocukluktan yetişkinliğe olan yolculuğunu izlerken, Moana’yı keşfediyoruz. Bu süreçte Moana da bir keşif yolculuğuna çıkıyor. Film sırasında Moana’nın ailesi, evcil hayvanları, ada halkı, yarı tanrılar, Tanrılar, canavarlar, korsanlar ile yaşadığı deneyimlere tanık oluyoruz. Bu yazıda Moana’nın bu deneyimlerini çocukluk, gençlik, çocukların ihtiyaçları ve ebeveyn tutumları üzerine düşünmek için bir araç olarak kullanacağım.

Moana filmi çocuklara ve gençlere neyi anlatıyor?

Moana Filmi - Ebeveyn Olmanın Püf Noktaları
Her çocuk kendi macerasını ve yolculuğunu yaratır.

Keşfetmek dayanılmaz bir arzudur.

Her çocuk kendi macerasını ve yolculuğunu yaratır.

Maceralı yolculuk bir sürü farklı duyguyu içerir.

Başka kişiye ait bir şeyi çalmak doğru değildir.

Her çocuğun/gencin korktuğu bazı şeyler vardır ve bu normaldir.

Kalp önemli bir şeydir; kalbin olmaması büyük sorunlara yol açar.

Birinin sana ve içindeki güce inanması güzeldir.

Anne-babalar çocukları için hayal kurarlar.

Anne-babalar çocuklarının zarar görmesinden endişe ederler.

Birilerinden yardım almak iyidir. Birlikten kuvvet doğar.

Her kız prenses olmak zorunda değildir.

Moana filmi çocukluğa dair neler anlatır?

Moana Filmi - Ebeveyn Olmanın Püf Noktaları -2
Dünya çocuklar için keşfedilecek bir sürü şeyle doludur.
  • Moana bilinmeyeni keşfetmek ister: 

    Çocuklar için dünya keşiflerle dolu bir yerdir. Bu keşifler, çocuğun hem kendisini hem de çevresini tanımasına yardım eder. Bu keşif süreci boyunca çocuklar ebeveynlerinden uzaklaşırken, keşfe çıkmasına izin veren, geriye dönüp baktığında bu keşfi onaylayan, takdir eden ve “ben buradayım ve seni izliyorum” mesajını içeren güven verici bakışlara ihtiyaç duyarlar. Hamish Canham bu konuyla ilgili şöyle der: “Aile ilişkileri çocuğun güvende olma hissi için merkezi bir rol oynamaya devam etse de çocuklar daha uzakları keşfe çıkarlar.”

  • Moana’nın yolculuğa çıkması için bazı engelleri aşması gerekir:

    Keşif, aileden ayrışma, çocuğun bireyleşmesi deyince devreye ailedeki tüm bireyleri, en çok da çocukları koruyan sınırlar giriyor. Çocuklar özgürlüklerini tanırken, doğru ile yanlışı, uygun olan ile uygun olmayanı ayırt etmeye çalışırken yetişkinlerin yol göstericiliğinde kendilerini güvende hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Yetişkinlerin koruyucu varlıkları devrede olmadığında, keşfetmek haz veren bir şeyden korkutan bir şeye dönüşebilir. Filmde küçük çocuklara mitin anlatılmasından sonra Moana’nın denize doğru gittiğini görürüz. Babası Moana’nın arkasından çıkagelir, bunun tehlikeli olduğunu ve yalnız başına uzaklaşmaması gerektiğini söyler.

Moana Filmi - Ebeveyn Olmanın Püf Noktaları - 3
Büyükannesi Moana için önemli bir duygusal destekçidir.
  • Moana çıktığı yolculukta yalnız değildir, horozu ve büyükannesi hep onunladır:

    Çocuklar yaşadıkları geçişlerde (emen bebekten konuşan çocuğa, oynayan çocuktan okula çocuğuna dönüşme gibi) kendilerine güven duyduğu kişileri ve sakinleştirici anıları hatırlatan nesnelere ihtiyaç duyarlar. Bu bebeklikte bir yastıkken, ilkokul çocuğunda boyna asılan kolye olabilir. Buna ek olarak önemli otorite figürlerinin (burada büyükanne) söylemlerini içselleştirirler; Bu filmde Moana’nın salında onunla sürüklenen horoz ve büyükannesinin hayali böyle güven veren, kaygıyı yatıştırarak düşünmeye yer açan unsurlar olarak tanımlanabilir.

  • Moana duygularını kapsayan büyüklere sahiptir:

    Çocuklar kendilerine inanan ve güvenen önemli bir yetişkinin (anne, baba, büyükanne gibi) düşüncelerini ve sözlerini içselleştirirler. Örneğin bu filmde büyükannenin sözcükleri Moana’nın içinden gelen bir ses olur ve Moana kendini sakinleştirerek yoluna devam eder. Buna ek olarak, denizin, ebeveynlerinin ve bazen Maui’nin tutumlarını iç sesine katar ve ateşten canavar kendilerine ateşler fırlatırken iki ada arasındaki dar yoldan geçme cesaretini kendinde bulur.

  • Moana farklı bir lider olacak:

    Çocuklar ve gençler, anne ve babalarının beklentileri ve atıfları arasında kendi hikayelerini yaratmaya çalışırlar. Anne ve babalarına bir o kadar benzerken, bir o kadar da onlardan farklıdırlar. Filmde büyükanne bu konuyla ilgili şunu der: “Babanın kızısın sen; inatçı ve gururlu. Ne söylerse önemse ama unutmak ki içindeki o sesi her zaman duyabilirsin.”

  • Moana diğer film karakterlerinden ayrışır:

    Bir kız çocuğu her zaman babasının prensesi olmak zorunda değildir. Bireyler cinsiyeti fark etmeksizin lider olabilirler. Moana örneğinde olduğu gibi kızlar da güç gerektiren işler yapabilirler, korkusuzca denize açılabilirler, yelken kullanabilirler ve bir canavarla savaşabilirler. Diğer yandan her kız süse düşkün olmak, kıyafetlerine kafa yormak ve prensini beklemek zorunda değildir.

Moana ebeveynlere neler anlatıyor?

Moana Filmi - Ebeveyn Olmanın Püf Noktaları -4
Ebeveynler bazen çocuklarının bağımsızlaşmasından endişe duyarlar: “Burada güvendeyiz, ne karanlık var ne canavarlar.”
  • Ebeveyn olmak başlı başlına bir görevdir. Kendinizden önceki kuşaktan öğrendiğiniz bilgileri kendi deneyimlerinizle birleştirerek çocuklarınıza aktarırsınız. Babanın Moana’ya şefliği ve halkını tanıtması gibi. Ki baba Moana 14 yaşına geldiğinde Moana’ya “Olman gerekeni olma vakti geldi.” der.
  • Ebeveynler çocukları için ellerinde olmadan bir gelecek temsili tasarlarlar. Şefliği devam ettirsin, hatta aynı şekilde devam ettirsin, resifleri aşmaya gitmesin isterler. Halbuki bu beklentilerde ebeveynlerin kendi çocukluk deneyimleri ve kendi travmaları saklıdır. Filmde de babanın okyanusta açıldığında yakın bir arkadaşını kaybettiğini ve kızını da kaybetmekten korktuğunu öğreniriz.
  • Büyükanneler ve dedeler hem kendi çocuklarına hem de çocuklarının çocuklarına annelik ve babalık yaparlar. Bu sayede, iki nesil arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yardımcı olurlar. Bu filmde büyükanne, Moana için bilinmeyeni ve kendini keşfetme yolculuğunda hem destekçi hem de bir duygusal düzenleyici olur. Moana pes ettiği noktada, büyükannenin hayali yeniden içindeki gücü alevlendirmesini sağlar.
  • İster çocuk, ister genç, ister yetişkin olsun her çocuk yetiştiği aileden güç alarak, arkalarında güvenilir birileri olduğunu bilerek ve her zaman kapısı açık bir yuva olduğunu bilerek kendini gerçekleştirebilir.
  • Canlılar dünyasında her zaman canavarlar olacaktır. Yapılacak en iyi şey, çocuğun fantazisini yani zihnindeki kurguyu müdahale etmeden öğrenerek, canavarı tanıyarak ona karşı savunma teknikleri üretmektir. Bu durumu anlatan “Canavar? Canavar!” çocuk kitabını çocuğunuzla beraber okuyabilirsiniz.
  • Saldırgan davranışlar sadece öfkenin göstergesi olmayabilir. Sadece çocuklar değil büyükler de saldırganlıkla görülme ihtiyaçlarını, duyulmayanın duyulması arzularını, içlerindeki kırılganlığı ve ihtiyaçlı kısımlarını bu şekilde anlatmaya çalışırlar. Filmdeki ateşten canavarın içindeki Te Fiti’nin görüldüğünde, ihtiyacı karşılandığı (eksik kalbin yerine konulması) Te Fiti’nin açığa çıkması bize bunu gösterir.
  • Her çocuk özel olduğunu hissetmeye ve bunun hissettirilmesine ihtiyaç duyar.
  • Son olarak filmden sonra çocuğunuza şu soruları sorarak bir sohbet ortamı yaratabilirsiniz:
    • Sen hangi karakter olmak isterdin? Neden?
    • O karakter olduğunda neyi farklı yapardın?
    • Sen neleri keşfetmek isterdin?
    • “Hiç olmak istemezdim dediğin bir karakter var mı?” Varsa neden?
    • Bu filmi sen yazsaydın, sonu nasıl olurdu?

Keyifli seyirler dilerim.

Uzm. Klinik Psk. Cansu Torun

Kaynak:

Youell, B. (2015) Öğrenme İlişkileri Eğitimde Psikanalitik Düşünce. Bağlam Yayınları.

Facebook Yorumları
Paylaş

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial