Terapi Hakkında Bilgiler: Neleri Yanlış Biliyoruz?

Paylaş

“Her şeyin bir doktoru vardır. Kafanızın içinin bile doktoru vardır”*

Terapi birçok kişi için yüklü bir kelime olabilir. Ruh sağlığıyla ilgili gerçek sanılan yanlışlar, milyonlarca insana yardım eden ve iyileştirici güce sahip olan terapinin yargılanmasına ve damgalanmasına neden olur.

Bir ruh sağlığı uzmanı olan terapiste gitmek, bir hastalık uzmanına (jinekolog, kardiyolog gibi) gitmekten farksızdır. Araştırmalar psikoterapinin ruhsal bozuklukları tedavi etmenin en iyi yollarından biri olduğunu gösterir. Psikoterapi, ruhsal hastalığı/bozukluğu olmayan birine ise strese neden olan yüklü meselelerini çalışma ve/veya kendini daha iyi tanıma fırsatı sunar.

Terapist, bireye mevcut durumu “yeterince iyi” şekilde yönetebilmesi için gerekli araçları verir. Bu; grip olduğunuzda doktora giderek sizi iyileştirecek ilacı istemenize ve dikkat etmeniz gereken noktaları öğrenmenize benzer. Bu örnekten çıkışla, bazen de ruhu iyileştirecek araçlara ihtiyaç duyulur. Terapist, terapi süreci boyunca bireyin kendindeki iyileştirici araçları keşfetmesini ve geliştirmesini amaçlar.

Bu çerçevede Huffington Post Gazetesi psikoterapiye dair 9 önemli noktayı sıralıyor:

t51.    Terapiye gitmek utanılacak bir şey değildir.

Günümüzde stresten ve mutsuzluktan payını almayan yok. Özellikle de bu hisleriniz baskın hale geldiğinde, terapi kaybettiğiniz kontrolü yeniden kazanmanıza yardım eder. Bu aşamada yardım aramak/almak utanılacak bir şey değildir, aksine kendinize önem verdiğinizin kanıtlarından biridir.

Michigan Üniversitesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Dr. Gregory Dalack “Kendi meselelerinizi ve problemlerinizi bir profesyonel eşliğinde yüksek sesle dillendirmeniz faydalı olabilir. Bu durum, size farklı bakış açıları sunar.” diyor. Terapinin bireye katkılarını  ise “Kaygınızı ve depresyonunuzu anlamak için bir uzmanla (terapistle) konuşmak, semptomlarınızı yönetebileceğiniz ve içine çekildiğiniz bazı olumsuz düşüncelerinizle baş edebileceğiniz bir noktaya geçmede önemli rol oynar.” diyerek açıklıyor.

2. Terapiye gitmekle ilgili hala büyük bir damgala(n)ma durumu var.

Terapiye gitmeye dair olumsuz toplumsal algı, çoğu kişinin terapiye dair önyargılı davranmasına ve terapiyi denemekten dahi kaçınmasına neden olabiliyor. Araştırmalar depresyon yaşayan birçok insanın durumlarını yönetmek için aktif şekilde psikolojik yardım arayışında bulunmadığını gösterir.

Tekrardan vurgulayalım: Psikolojik yardım istemekte kesinlikle yanlış bir şey yok.

3. Konu tedaviye geldiğinde, herkesin tedavisi farklıdır; çünkü hiç kimse birbirinin aynısı değildir.

Ruhsal ve zihinsel meseleler için herkese uyan tek tip tedavi türünden söz etmek mümkün değildir. Psikodinamik terapi, psikanalitik terapi, bilişsel-davranışçı terapi, varoluşsal terapi ve grup terapisi gibi farklı terapi türleri vardır. Sizin için hangi terapi türünün daha uygun olacağını belirleyen şeyler problemleriniz, kişiliğiniz ve terapiden beklentilerinizdir.

sopranos1 4. Genel-geçer bir ideal terapi süresi yoktur.

Terapi sürecinin uzunluğu stres seviyesi, yaşam olayları veya alınan ruhsal hastalık tanısı gibi kişisel durumlara bağlıdır. Dr. Dalack “Bazı terapi türleri açık uçludur, bazıları ise daha kısa zaman içinde meselelerinizi yönetmenize, kısa süreli çözümler getirmenize yardımcı olmaya odaklanır.” diyor.

5. Terapiye gittiğinizde divanda uzanmak zorunda değilsiniz.

Birçok insanın kafasında bir terapi imgesi var: terapistin ofisine girer ve divana uzanırsınız, gözlüklü ve kır saçlı bir adam olan terapistiniz sizin en büyük sırlarınızı not eder. Gerçekte durum böyle değildir; sadece t9psikanalize gittiğinizde divana uzanırsınız ve bu durum da psikanalistinizle beraber vereceğiniz karar sonucunda gerçekleşir. Bunun dışındaki birçok terapi türünde hastayla yüz yüze çalışılır.

6. Bazen doğru terapisti bulmak zaman alabilir.

Eğer bir kişi aynı anda birden fazla ruh sağlığı uzmanıyla (psikoterapisini yürüten uzman ve ilaç takibini yapan psikiyatr durumu dışında) çalışıyorsa, bu durum illa ki bir sorun teşkil etmez.

Burada “Terapi flörtleşmek gibidir.” klişesinden bahsedebiliriz, çoğu zaman ilk denemedeki kişi aradığınız kişi olmayabilir. Önemli olan, ihtiyacınız olan yardımı ve desteği alabileceğinize inandığınız “o terapist”i bulmaktır.

7. Terapiye giden herkes ruhsal bozukluğa sahip değildir.

Terapi huzursuzluğa neden olan birçok farklı problemle çalışır. Bu problemler işle, ilişkilerle ilgili olabileceği gibi takıntılı davranışlarla da ilgili olabilir.

Özellikle psikodinamik ve psikanalitik terapiler, huzursuzluğa neden olan dış faktölerden ziyade içsel dinamiklerle çalışır.

8. Terapistiniz sizin hakkınızda dedikodu yapmaz.

Terapi bireyin kişisel gelişimi hakkındaki her şeydir. Siz, terapiye giden bir birey olarak, terapide konuştuğunuz konuları istediğiniz kişiye anlatabilirsiniz. Ancak meslek etiğine uygun çalışan bir terapist, gizlilik ilkesine harfiyen uyar.

9. Terapide olmak her zaman ilaç tedavisini gerekli kılmaz.

Terapiye giden herkes ilaç kullanmaz ya da terapiye giden herkes sorunlarını sadece bir uzmanla görüşerek çözemeyebilir.

Birçok ilaç tedavisinde olduğu gibi, terapide de kullanılacak yöntem semptomlara ve koşullara göre belirlenir. Terapist doğru müdahaleyi uygulamakla (ilaç içerir veya içermez) görevlidir.

Sevgiler,

Uzm. Klinik Psikolog Cansu Torun

 Çeviri: Huffington Post

*: Golding, W. (2008). Sineklerin Tanrısı. Türkiye İş Bankası Yayınları: İstanbul.

 

 

Facebook Yorumları
Paylaş

1 YorumOn Terapi Hakkında Bilgiler: Neleri Yanlış Biliyoruz?

  • Size katılıyorum, çok haklısınız,, verdiğiniz bilgide. Bitirme projesi içeriğini de açıklayabilirmisiniz.merak ediyorum. Yada nasıl ulaşabilirim

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial