Tutkuları Keşfetmek İçin 5 Adım

Paylaş

 

Etrafıma baktığımda birçok mutsuz insan görüyorum. Belki de çok para kazanıyorlar ama kızgınlar. Çevrelerindekine yaydıkları negatif enerji, aslında en çok kendilerine kızgınlıklarından. Her denileni yapmış, ‘doğru’nun peşinden gitmişler. Ama bu süre boyunca nedense gerçekten kendilerinin ne istediklerini bulamamışlar.

Bu yazımda tutkuları keşfetmek için 5 adımıdan bahsedeceğim. Örnekler biraz kendimden, biraz da şu anda 66 yaşında olan, başarıyla yaptığı doktorluğun yanında hobilerinden asla vazgeçmemiş babamdan bahsedeceğim.

Tutkularımızı nasıl keşfedebiliriz?

1. Yeteneklerinizin Farkına Varın, Not Edin. Yazı yazmayı küçüklüğümden beri çok sevdim. 4 yaşlarımda okumayı öğrendim, 5 yaşımda ilk şiirimi koltukların arkasını tükenmez kalemle çizip kızdırdığım teyzemden özür dilemek için yazdım. Yazı yazma konusunda yetenekli olduğuma inanıyorum.  İnsanları biraraya getirmeyi, onların rahatladıklarını ve istediklerini gerçekleştirmeyi görmek de bana keyif veriyor. Üniversitede Ekonomi bölümüne başladım, ama ilk sene şansıma öğrencilerin ya bayıldıkları ya da nefret ettikleri Introduction to Psychology (Psikolojiye Giriş) dersini alarak, asıl tutkuyla okuyacağım bölümü buldum. Psikoloji ve Ekonomi çift anadalını tamamladıktan sonra, şu anda Amerikan bir şirketin Türkiye’deki temsilci eğitim danışmanlığını yapıyorum. Yaptığım iş, öğrencilerin istedikleri okulları, bölümleri aileleri ve kendileriyle görüşüp belirlemek. Aynı zamanda üniversite başvuru yazılarında kendilerini ifade etmelerine, zayıf ve güçlü yönlerini ortaya çıkarmalarına yardımcı oluyorum. Yani şu anki işim hem çocukluğumdan olan yeteneklerimin ve ilgi alanlarımın bir uzantısı. Dolayısıyla işimi severek yapıyorum. Peki bu yeteneklerimi nasıl mı farkettim?

Çevrenizdekiler sizin yapmayı önemsemediğiniz bir iş için size iltifat edince bunun farkında olun. Ben yazı yazıyordum ama herkes benim gibi yazabilir sanıyordum. Oysaki çevremdeki insanlar, ailem ve dostlarım, hep yazı yazmayı devam ettirmemi söylüyorlardı. Size ne hakkında iltifat ettiklerinin bir önemi yok. Örneğin, ”Aaa, çok güzel fotoğraflar çekmişsin!” veya ”Sen bizi güldürüyorsun, sen olmazsan bir ortamda neşemiz eksik.” gibi iltifatları önemseyin. Size bunları söyleyen kişiler sizin farketmediğiniz önemli yeteneklerinizi takdir ediyorlar.

2. Nelere imreniyorsunuz, veya başkalarında neleri kıskanıyorsunuz? Çok farklı veya basit şeyler yapıp sizi gıcık eden insanlar var mı? Örneğin benim var. Kitap yazmış, ve güzel fotoğraflar çekmiş insanlar beni kıskandırıyor. Henüz kitap yazmaya başlamadım, ama bu blog kendimi ifade etme ve bilgili olduğum alanlar konusunda yazma aşamasında bir adım. Fotoğrafçılığa daha çok vakit ayırmaya çalışıyorum. IPhone’umla bile olsa. Hayatınız boyunca ‘ciddi’ işleri yapıp, başkalarının yaptığı ‘basit’ işleri kıskanıyorsanız, siz de en sevdiğiniz o basit veya farklı işin ucundan tutun, ona zaman ayırın ve peşini bırakmayın.

3. Çocukken neleri yapmayı sevdiğinizi hatırlayın. Yatağın üstüne çıkıp sahnede gibi bas bas bağırıp şarkı söylemeyi mi? Çevrenizde müzik grubu olan insanlar vardır, beraber stüdyo kiralayıp bu tutkunun peşinden koşabilirsiniz veya şan dersi alabilirsiniz.

Müziği açıp dansetmeyi mi çok severdiniz? Dans dersi alın.

Kum ve midyelerden şakacıktan pasta yapmayı mı? Pasta yapma kursları gitgide artıyor.

Tek ihtiyacınız olan o çocuklukta yapmayı sevdiğiniz şeyi bulup, ona büyükken de zaman ayırmak.

4. Yaparken zamanın akışını önemsemediğiniz veya yapmayı bırakmaktan nefret ettiğiniz şeyleri bulun. Lisede sıralarda oturup geçmek bilmeyen zamanlar vardı. Her 5 dakikada bir saate bakar ve uyumakla uyumamak arasında kalırdım. Günün 8 saati böyle geçerdi. Sonra lisemin yaz kampında küçük yaşta çocuklarla çalışmaya başladım. 8:30 – 17:30. Zaman nasıl geçti bilmedim. Demek ki sorun lise ortamı değil, yaptığım şeylermiş. Öğrenmek çok güzel ama oturarak öğrenmek bana göre değilmiş.

Siz de yaparken zamanın akışını farketmediğiniz şeyleri bulun, sadece boş zamanlarınızda değil iş hayatında da. Mesela Excel spreadsheetlerde harcamaları analiz etmektense bir proje üzerinde çalışmak sizin daha çok mu hoşunuza gidiyor? Kariyerinizde bu yolda ilerlemeye çalışın, üstlerinizle bu konuda konuşun. İş hayatında yeteneklerini keşfedebilmiş kişilerin şirkete çok daha büyük yararları olacağından, onlar da sizi daha yetenekli olduğunuz ve severek yaptığınız işe yönlendirmek isteyeceklerdir.

Bu yeni doğmuş civcivler babamın en büyük mutluluklarından  biri

5. Tutkularınızı bulma avını eğlenceli bir macera olarak görün. Hayatta herşeyi doğru yapmak zorunda değiliz. İlla ki bir tutku bulup hayatımız boyunca ona eğilmek zorunda da değiliz. Hayat bir yolculuk ve bu yolculukta tek birşeye zoraki takılıp kalmak çok sıkıcı.

Neleri sevdiğinizin farkına varın. Sizi yeniden çocuk gibi hissettiren şeyler ne? Örneğin babam, küçükken keklik ve sülün gibi narin kuşları çok severmiş. Bugün evimizin yanında küçük bir kuş bahçesi var. Babam onları yumurtadan yetiştirip daha sonra doğaya salıyor. Yumurtadan çıkmış yavru bir kuşun cikcikleyişi onun için en büyük mutluluk. Ne enteresan değil mi? Bu yaptığı şeyden bir geliri yok tabii ki, ama buna çok zamanını adıyor. Garip, enteresan, basit, çocukça farketmez. Siz sizi neleri yapmanın mutlu ettiğini bulmalısınız. Ve bunlara düzenli bir şekilde birazcık zaman ayırınca bile hayatımızdaki sihirli etkileri paha biçilemez.

Facebook Yorumları
Paylaş

3 YorumOn Tutkuları Keşfetmek İçin 5 Adım

  • Kaleminize sağlık çok yararlı ve samimi bir yazı olmuş.

  • Erken yaşta yeteneklerini keşfedip işini tutkuyla yapanlara imreniyorum. Yaşım 37 oldu hala tutku duyup amaç ve hedefler oluşturabildiğim bir iş yaşantısına sahip olamadım. Yazınız güzel!

  • Sayın Ayşe Canan Altındaş Bu yazınızı tamamen tesadüfen buldum ve çok etkilendim özellikle sizin eğitim hayatınıza hayran kaldım.
    Öncelikle değerli bilgilerinizi bizimle paylaşarak ufkumuzu genişlettiğiniz için zatım huzurunda çok teşekkür ederim size minnettarım. Ben Kadir YOLCU 1996 Kars doğumluyum.
    Liseye kadar orta derece olan eğitim hayatımda liseye başlayınca hayatın gerçek yüzünü gördüm ve bunu fark ettiğimde düz lisedeydim. Çevremdekilere bakarak buraya ait olmadığımı fark ettim ve haddimden fazla kendimi geliştirerek okulumdaki çoğu insanın bitirmeyi bile başaramadığı liseyi 90 üzeri ortala ile birincilikle bitirdim. daha sonra azim kapıları açılarak daha çok merak ettim ve 2. denememde Beykent üniversitesi ANESTEZİ bölümünü kazandım.
    Tüm zorluklara aldırmadım daha evvel hiç görmediğim İSTANBUL’ a gelerek Üniversiteme başladım. ve şuan 4 üzerinden 380 ortalamayla okulumun son yılındayım.
    Kusura bakmayın biraz uzattım. Size sormak istediğim bundan sonra ne yapmalıyım şuan kendimi nasıl geliştirebilirim hayatımın tüm alanda kendimi geliştirmek istiyorum tamamen eğitime aç biriyim ve asla yaş veya çevre düşüncelerini dikkate almadan çocukla çocuk büyükle büyük tabiriyle ilerliyorum aktif olarak vücut geliştirici spor yapıyorum, yüzmeyi öğrendim ve asla monoton biri olmak istemiyorum. Tek istediğim bir kıvılcım ve bundan sonra nelerle nasıl uğraşmalı, hayatıma neler katmalıyım.
    TEŞEKKÜR EDERİM SAĞLIKLA KALIN….

Yorum Yazın:

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Mobile Sliding Menu

Wordpress Social Share Plugin powered by Ultimatelysocial