“Ben CEO Olmak Istiyorum.”

Paylaş

 

Herhalde lisedeki başarılı ve hırslı öğrencilerden geleceklerine dair en çok duyduğum cümle bu: ‘‘Ben CEO olmak istiyorum.” Bugün CEO olmak Steve Jobs, Mark Zuckerberg ve Richard Branson gibi örneklerle sadece para ve statüyle değil, ün, üstün zeka ve karizmayla da özdeşleştiriliyor. Yeni nesil şirketlerin yaptıkları gençleri heyecanlandırdıkça ortalığı bir CEO olma sevdası sardığı kesin. Çoğu lise öğrencisi Amerika’daki eğitimlerine hazırlanırken akıllarında tek bir hedef var: CEO olmak. Ancak genelde okulların mühendislik bölümlerini tercih eden bu öğrenciler 4 senenin sonunda iş hayatına atılırken şu gerçekle karşılaşıyorlar: Aslında CEO olmak diye bir meslek yok.

¨Üzgünüm ama Mark’la olan playdate imi iptal etmek zorundayım.¨

Genelde CEO olmak hayalini taşıyan Türk öğrenciler şu yolu izliyor: Amerika’da bir Ivy League okulunda mühendislik okumak. Bu 4 senenin sonunda ise hedef genelde uluslararası ve büyük bir şirkete girmek. Elbette bu çok güzel bir senaryo, ve kişiyi başarıya ulaştırma ihtimali çok yüksek. Zaten Amerika’da üniversite mezuniyetinden hemen sonra işe alınma istatistiklerine baktığımızda mühendislik bölümleri en yüksek oranları oluşturuyor. Öyle ki, temel bilimler (liberal arts) eğitimi alan öğrencilerle tartışma forumlarında dalga geçiliyor: ”4 senelik okul parasını çöpe attınız.” Şu anki global ekonomiyi ve iş sektörünün gerektirdiklerini düşününce bu şakada bir gerçek payı var: Mühendislik ve işletme okullarından mezun öğrenciler işe alımda tercih ediliyor. Ancak bu şakanın tabii ki bir de negatif yönü var: Temel bilimlerdeki bölümler (liberal arts) gibi öğrencinin ufkunu açan, analitik bakış açısı kazandıran ve olaylara farklı perspektiflerden bakmasını sağlayan bir eğitim aslında iş hayatında basamakları tırmanmakta oldukça gerekli. İyi yöneticiler sadece iş bitirme ve matematiksel yetenekleriyle değil, durumları ve kişileri analiz edebilme, geleceği öngörebilme ve olaylara farklı açılardan bakabilme yetenekleriyle de tanınıyorlar. Zaten Amerika’daki başarılı CEO’ların ve devlet yöneticilerinin geçmişlerine baktığınızda oldukça çeşitlilik görüyorsunuz. JP Morgan Chase’in şu anki CEO’su Jamie Dimon Tufts üniversitesinde Psikoloji ve Ekonomi okumuş. 2012 senesinin başına kadar IBM’in CEOsu olan Samuel J. Palmisano ise Johns Hopkins Üniversitesi’nden Tarih mezunu. Hewlett Packard’ın eski CEO’su Carly Fiorina ise Stanford’dan Felsefe diplomasıyla mezun olmuş. Teker teker örnek vermeye gerek yok. Ancak şu bir gerçek ki, mühendisler kadar diğer dallardan da şirketlere yöneticiler çıkıyor.

Sonuçta ¨Ben CEO olmak istiyorum.¨ diyen lise öğrencilerinin ve daha birçok kişinin dikkat etmesi gereken şey sadece okuduğu bölüm değil, tutkulu bir çalışma aşkı. Bu kendi şirketini kurmada olsun, bir şirketin yavaş yavaş başına geçmeye giden yolda olsun herkesin sahip olması gereken bir özellik. Ayrıca işi dışında global düzeyde değişimleri takip edebilen, kendini işi ve okulu dışında eğitebilen ve insanlarla iyi sosyal ilişkileri olan kişilerin yöneticilik vasfına hem daha çabuk ulaştıkları, hem de onu daha iyi taşıdıkları bir gerçek. Unutulmaması gereken şey, iş hayatına başarıya giden yolda değişen şartlarla birlikte çok katı bir yol çizmeye çalışmak sizi geriye düşürür. Tersine, değişen dünyanın ve iş ortamının şartlarına uyum sağlayabilmek sizi ileri götürecektir.

Facebook Yorumları
Paylaş