10 Adımda Okula Yeni Başlayacak Çocukları Okula Alıştırma

Paylaş

 

Yeni eğitim-öğretim yılı başladı. Birçok çocuk ilkokula merhaba derken, birçoğu da yeni sınıfına yeni bir başlangıç yaptı. Muhtemelen, bu başlangıç beraberinde birçok soru ve sorunu getirdi. Erken yatmama, okula gitmek istememe, ödevlerini yapmak istememe, okulda eşyalarını kaybetme, kurallara uymama, arkadaşlarıyla iyi geçineme… İlkokul çağı çocuklarının ve ebeveynlerinin sıklıkla zorluk yaşadığı bu konuları düşünerek, siz ebeveynler için çocukları okula alıştırma yolunda bazı noktaları vurgulamak istiyorum. Bu noktalara dikkat edildiği takdirde yeniliklerin, aile hayatınıza sorun değil zenginlik getireceğine inanıyorum.

1) Öğretmeniyle tanışın ve işbirliği içinde olun.

Ebeveyn-öğretmen görüşmeleri çocuğunuzun öğretmenini tanımak, onun beklentilerini anlamak ve kendi beklentilerinizi ifade etmek açısından değerli fırsatlardır. Bu görüşmeler, çocuğunuzun okuldaki durumunu doğrudan takip etmenizi ve çocuğunuzu daha doğru yönlendirmenizi sağlar.

2) Onu okula öğrenmeye hazır şekilde gönderin.

Besleyici bir kahvaltı ve yeterli uyku, çocuğunuzun bilişsel becerilerini olumlu etkiler. Temel ihtiyaçları karşılanmayan çocuklar dikkat süresi, konsantrasyon, hafıza süreçlerinde ve dürtülerini kontrol etmekte problem yaşar. Evde özelikle yatma-uyanma, yemek, çalışma ve oyun zamanını içeren günlük bir rutin oluşturmanız, herkes için bir kurtarıcı olacaktır.

3) Evde de sınır koyun ve okuldaki disiplin kurallarını ona açıklayın.

Genellikle kuralların ve sınırların olmadığı, her istediğinin yapıldığı evlerde büyüyen çocuklar, okula başladıklarında ciddi sorunlar yaşarlar. Onlar için otoriteye uymak, belli sınırlar içinde kalmak, alışmadığı şekilde kendini kontrol etmek zor olur. Bu yüzden her çocuğun sınırlara ihtiyacı olduğunu unutmamalı, özellikle okul öncesi dönemde çocuğunuzun bu alışkanlığı kazanmasına tutumlarınızla yardımcı olmalısınız.

Buna ek olarak okulun koyduğu kurallara uyması konusunda ona rehberlik etmelisiniz. Kuralların konulma nedenini onunla açık açık konuşabilirsiniz. Okulun koyduğu kurallara (kıyafet kuralı, elektronik araç kullanımı, uygun dil vb.) uygun davranması, ebeveyn olarak tutarlı davranmanız çok önemli. Vereceğiniz karışık mesajlar onu duygusal açısından olumsuz etkileyebilir.

4) Ödev yapmanın sorumluluğu olduğu düşüncesini aşılayın.

İlkokulda verilen ödevler, -çocuğunuzun düzeyine uygun olduğu sürece- okuldan alından bilgilerin pekiştirilmesine ve geliştirilmesine yardım eder, ve çocuğa sorumluluk bilinci ve çalışma disiplini aşılayarak, kişilik gelişimini destekler.

5) Organizasyon becerileri kazanmasına yardımcı olun.

Tüm okul kitap materyallerini sınıflandırarak yerleştirmek, ödevler ve projeler için ayrı dosyalar hazırlamak çocuğunuzun zihninde de o konulara yer açmasına yardımcı olur.  Bu düzen, onun ödevlerini kontrol etmenize size de kolaylık sağlar.

Masasını ve materyallerini düzenli tutması gerektiğine dair sorumluluğu ona verebilirsiniz. Odasında asılı duran bir takvim veya haftalık plan sağladığı düzeni korumasına yardımcı olacak araçlardan biri olacaktır.

6) Etkili çalışma yöntemlerini öğretin.

Ders çalışmak küçük çocuklar için korkutucu olabilir. Çoğu öğretmen, ailelerin çocuklarına dersleri konusunda yardım etmesini beklese de, bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu yüzden çocuğunuza uygun çalışma yöntemlerini öğretmeniz, ona yaşamı boyunca kullanacağı öğrenme alışkanlığını kazandıracaktır.

7) Okuldaki sosyal ilişkilerini merak edin ve destekleyin.

Günümüzde çocukların günün önemli kısmını okulda geçirdiğini düşünürsek, okuldaki yaşamı hem entelektüel hem de ilişkisel kazanımlar açısından çocuğunuzun hayatında önemli bir yer tutar. Onun okulda neler yaptığını, arkadaşlarıyla neler paylaştığını, öğretmeniyle arasının nasıl olduğunu sorun. İlginiz ve merakınız, çocuğunuza önemsendiği hissini verecek ve ilişkilerine dair farkındalık kazanmasına yardım edecektir.

Okuldaki arkadaşlık ilişkilerini sürdürmesi için okul dışı aktiviteler düzenlemeniz ve düzenlenenlere katılmanız, ilişkilerinde problem olduğunda onu dinlemeniz ve anlamaya çalışmanız yararlı olacaktır.

8) Okula gitmesi konusunda tutarlı ve kararlı davranın.

Eğer bir çocuk karın ağrısını çekiyorsa, iştahını kaybetmişse, ateşi varsa, doğal olarak bilişsel becerilerini hasta olmadığı zamanlardaki gibi kullanamaz.  Bu yüzden, okulda olmasının bir yarardan çok zarara dönüşeceği durumlarda, çocuğunuzun okula gitmemesi kadar normal durum olamaz (Okuldaki devam zorunluluğuna dair bilgi sahibi olmak bu nokta önemli olacaktır). Bu gibi durumlarda, çocuğunuzun derslerinde geri kalmaması için öğretmeniyle iletişim halinde olmanız, size durum üzerinde kontrol hissi sağlarken, çocuğunuzun kaygısını azaltacaktır.

Diğer yandan okula ilişkisel ve/veya duygusal problemlerden ötürü gitmek istemediğinde, önce nedeni iyice anlamak için çocuğunuza problemi sormalı, sonrasında sakince onunla konuşmalısınız. Problemin çözüleceğine dair ona umut ve cesaret vermeniz problemin büyük bir yüzdesini çözecektir. Mevcut durumdan öğretmenini ve okul psikoloğunu haberdar etmeniz yararlı olacaktır.

9) Okul hakkında konuşma zamanı oluşturun.

İlkokul çocuklarıyla sınıfta neler olup bittiğini ve okuldaki son haberlerini konuşmak oldukça kolaydır. Bu konuşma sırasında, akademik başarısı ve davranışları kadar okuldaki ilişkileri hakkında konuşmaya özen gösterin. Onunla sadece akademik başarısı hakkında konuştuğunuzda, çocuğunuz ona olan sevginizin başarısına bağlı olduğunu düşünebilir.

İletişim iki taraflıdır, onu dinleme ve onunla konuşma şekliniz, onun da sizi daha etkili dinlemesini ve sorularınıza cevap vermesini etkileyecektir. Onu dikkatlice dinlemeniz, göz kontağı kurmanız, konuşurken –mümkün olduğunca- başka bir işle uğraşmamanız önemli olacaktır. Çocuğunuz okuldaki gününü anlattıktan sonra, siz de kendi gününüzün nasıl geçtiğini anlatarak bu konuşmayı ortak bir paylaşıma çevirebilirsiniz.

10) Okul başarısının ebeveyn-çocuk ilişkinizin merkezine oturmasına izin vermeyin. 

Okul, çocuğunuzun yaşamının büyük bir bölümünü kapsıyor demiştim, ancak bu, okulun çocuğunuzla olan ilişkinizin büyük kısmını kapsamalı anlamına gelmez. Okul başarısına fazla odaklanan ebeveynler, çocuklarıyla olan ilişkilerinde daha fazla çatışma deneyimleme, kendi olumsuz duygularını çocuklarına daha fazla yansıtma eğiliminde olurlar. İlkokul çocuğunuz için dış dünyaya açılan çok önemli bir kapı ve yıllar boyu sürecek öğretim hayatının başlangıcı sayılsa da, ebeveyn-çocuk ilişkisinin daha temel olduğunu ve hiç bitmeyecek bir ilişki olduğunu unutmamalısınız.

Ebeveyn danışmanlığı ve seanslar hakkında bilgi almak için, bilgi@pavlovspartner.com‘a e-mail atabilir veya linkteki formu doldurabilirsiniz.

Herkese güzel günler dilerim,

Uzm. Klinik Psikolog

Cansu Torun

Kaynak: D’Arcy Lyness, PhD, kidshealth.org

Facebook Yorumları
Paylaş