Harvard Business School Sırları
New York Times‘da birkaç gün önce Harvard Business School’daki sosyal hayata dair oldukça detaylı bir yazı çıktı. Bu yazıda, Harvard Business School’daki kız ve erkek öğrenciler arasındaki ilişkilerin düzeltilmesine, ve kız öğrencilerin ve profesörlerin kendilerini daha iyi ifade edebilmesine dair yönetimin birkaç senedir uyguladığı yöntemlerin etkililiği ve öğrenciler üzerindeki etkisi tartışılıyordu. Bugün birçok profesyonelin işletme yüksek lisansı yapmak için başvurduğu okulların genelde en tepesinde olan Harvard Business School’da sosyal hayat, anlaşılan öğrencilerin kafalarında kurduklarından oldukça farklıymış. New York Times’daki haberden Harvard Business School’daki sosyal hayat ve kadın-erkek ilişkilerine dair şu detaylar geçiliyor:
- 2010’da Harvard’ın ilk kadın başkanı, Drew Gilpin Faust, okuldaki kadın-erkek ilişkilerini düzeltmek ve eşit hale getirmek için ilk çalışmalarına başlıyor. Bu çalışmalar arasında derslerde kadın ve erkeklerin eşit söz hakkı alıp almadığını denetlemek için sınıflara stenograf yerleştirme, kadınlara kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için koçluk uygulamaları, hatta oldukça case-study’e bağlı okulda kadınların çok söz hakkı almadığını farkedince Field denilen yeni bir programa geçişten bahsediliyor.
- Bu değişikliklerin sınıflarda ve sosyal hayatta nasıl farklılıklar getirdiğinde değinmek gerekirse:
McKinsey’de danışmanlık yapmış Neda Navab isimli 25 yaşındaki öğrenci geçmişteki birçok başarısına rağmen, Harvard’daki ilk dersinde söz almak isteyince, sınıfın ortasında duran bir 2. sınıf öğrencisi tarafından nasıl elini kaldıracağını ve kendini nasıl ifade edeceği söyleniyor: “Elini daha yükseğe kaldır! Yüksek sesle konuş!” Şaşkınlık içinde söz hakkı almaya çalışan Navab, okula gelmeden önce okulda böyle bir uygulama olduğundan haberdar olmadığını belirtiyor.
- Peki bu değişikliklere neden ihtiyaç var? Yönetim, kadınların derslerde erkekler kadar iyi not aldığı halde, onlar kadar söz hakkı almadıklarını ve mezuniyet sonrası erkekler kadar prestjili teklifler ve yüksek maaşlar almadıklarını farketmiş. Ayrıca, 2012’de bir kadın öğrenci okul yönetimine bir parti sırasında erkek bir öğrenci tarafından cinsel tacize uğradığını söyleyince, okul bu durumu öğrencilerle masaya yatırmaya karar vermiş.
- Ancak ortaya çıkan sonuç, tartışma sırasında okulda sosyal hayata dair daha da magazinsel detayların ortaya çıkması oluyor. Bir kadın öğrencinin belirttiğine göre, zengin erkek öğrencilerden biri Mandarin Otel’de bir penthouse’ta kalıyor ve içkinin su gibi aktığı partiler veriyormuş. Başka bir öğrenci ise, çok zengin erkek öğrencilerin ‘Section X’ isimli özel bir kulüplerinin olduğunu ve bu kulüpte kadın öğrencilerden profesörlere okuldaki tüm kadınların görünümlerine göre notlar verildiğini ve onlar üzerinden oldukça çirkin oyunların döndüğünü belirtmiş. Son olarak da, bir kadın öğrenci şundan şikayetçi olmuş: “Erkekler dışarıdaki network’e daha kolay ulaşıyorlar ve daha prestijli işleri kendi aralarında paslaşıyorlar. Kadınların böyle bir çemberin içine girmesi neredeyse imkansız…”
Ünlü model Tyra Banks de HBS mezunu. - Harvard Business School’daki sosyal hayata dair genel hava, popüler partilerin mezun olduktan sonra aile şirketlerinde çalışacak zengin çocukların etrafında döndüğü ve bu ortamın da dışarıdan biri için girmenin oldukça zor olduğu. Bir erkek öğrenci durumu şöyle dile getiriyor: “Programı ya geleceğe dair hiçbir kaygınız olmadan lüks içinde ve bol bol sosyalleşerek tamamlıyorsunuz. Ya da bu lükse ayak uydurmak için bankadan kredi çekip daha da borca giriyorsunuz.” Okulda nasıl bir lüks yaşam sürdürülebilir ki derseniz bir kadın öğrenci girdiği derslerden birini şöyle tanımlıyor: “Resmen Marc Jacobs’ın kurumsal bir şirkette moda çekimi gibiydi.”
Eğitimde dünyanın en prestijli kurumu olarak görülen Harvard’ın İşletme programında böyle bir sosyal dinamiğin olduğunu dışarıdan pek az kişi tahmin edebilir. Ancak gerçek şu ki, dünyanın en iyi okulu da olsa, Harvard’da da sosyal ortam zamanın gerçekliğiyle paralel gidiyor. Okul yönetiminin önümüzdeki seneki sınıflara kadın-erkek eşitliğini sağlamak için benzer agresif tutumu sergileyip sergilemeyeceği belirsiz. Ancak İşletme Dekanı, her ne kadar öğrencilerin bu konuda ‘Nazi’ bir tutum sergilediğini düşünse de benzer programların gelecekte kesinlikle yürütüleceğini belirtiyor.
Ayşe Canan Altındaş
http://facebook.com/PavlovsPartner
http://twitter.com/PavlovsPartner
